30 Temmuz 2020 Perşembe

DISH Sendromu nedir? Ne gibi şikayetlere neden olur? Nasıl tedavi edilir?


DISH Sendromu nedir? Ne gibi şikayetlere neden olur? Nasıl tedavi edilir? 
  
  Yaygın idiyopatik iskelet hiperostozu (DISH) sendromu özellikle 50’ li yaşlardan sonra ortaya çıkan, omurganın ön-yan taraflarında yaygın kireçleme veya yeni kemik oluşumu ile karakterize bir hastalıktır. Forestier Hastalığı olarak ta isimlendirilmektedir. Nedeni bilinmemekle birlikte romatizmal hastalıklar, yoğun iş temposu, hareketsiz yaşam gibi nedenlere bağlanmaktadır. Erkeklerde kadınlara oranla 3 kat fazla gözlenmektedir.

  DISH sendromu özellikle boyun bölgesini tutar ve omurganın ön bölgesinde oluşan kama tarzındaki yeni kemik yutma güçlüğüne neden olur. Boyun, sırt, bel ağrıları sık görülür. Hareket kısıtlılığına neden olur, kemiklerin kırılganlığını artırır. Hastalar genellikle boyun ağrısı ve yutma güçlüğü ile hastaneye başvurmaktadır. Sizde de bu şikayetler mevcutsa yapmanız gereken bir beyin cerrahına muayene olmaktır.

  Tedavi süreçleri incelendiğinde en iyi bel fıtığı ameliyatı, en iyi boyun fıtığı ameliyatı, en iyi beyin ameliyatı, en iyi beyin tümörü ameliyatı genellikle beyin cerrahi kliniklerinde yapılmıştır. Bunun nedeni mesleki eğitim esnasında beyin cerrahlarının beyin ve omurilik konusunda sayısız hasta görerek bu konuda deneyim sahibi olmasından kaynaklanır. Son dönemde alzheimer ameliyatı yine beyin cerrahları tarafından yapılmaktadır.

  Öncelikle hastaların şikayetleri dinlenmeli ve hastalar tam bir fizik muayeneden geçirilmelidir. Sonrasında tüm omurga röntgen grafileri, hareketli grafiler, omurga tomografisi, tüm omurga MR’ ı çekilmelidir. Bunun yanı sıra kandaki romatizma ve ek hastalıklar açısından kan parametreleri istenmelidir. Tüm bu tetkikleri en iyi beyin cerrahı doktoru inceleyerek hastalığınızın gidişatı ve tedavi protokolü açısından sizi bilgilendirecektir.

  Sadece ağrı şikayeti olan DISH sendromu hastaları genellikle fizik tedavi ve rehabilitasyon programına alınarak hastalığın gidişatı durdurularak ağrılarını azaltıcı egzersiz programı ve uygun ortezler verilmektedir. Bu hastalara en iyi bel ağrısı tedavisi ve boyun ağrısı tedavisi uygulanarak yaşam kalitelerini artırmak hedeflenir. İleri derece hareket kısıtlılığı, kırık, yutma güçlüğü olan hastalarda tedavi seçeneği cerrahidir.

  DISH sendromu ameliyatı sadece bu konuda deneyimli cerrahlar tarafından yapılmaktadır. Bu sebeple bu ameliyatı yapan cerrah sayısı kısıtlıdır. Ankara beyin cerrahi camiasında DISH sendromu konusunda uzman isimler bulunmaktadır.

    Sizde de yukarıda belirtilen şikayetler varsa adresiniz bu konuda doğru ve deneyimli bir beyin cerrahı olmalı…


28 Temmuz 2020 Salı

Diskit nedir? Semptomları nelerdir? Nasıl tanı konur? Tedavisi nasıl yapılır?


Diskit nedir? Semptomları nelerdir? Nasıl tanı konur? Tedavisi nasıl yapılır? 

  Omurga kemikleri arasında kemikleri birbirinden ayıran, hafif hareket sağlayan kıkırdak yapılar bulunur. Bu kıkırdak yapılara disk adı verilir. Diskit ise bu disklerin iltihabına verilen isimdir. Diskit çok sık görülmemekle birlikte daha çok osteomyelit adı verilen kemik enfeksiyonuyla birlikte gözlenir. Diskite bir bakteri veya virüs neden olabilir. Bağışıklık sisteminin zayıfladığı durumlarda, hayvancılıkla uğraşanlarda, kemoterapi alanlarda, sürekli ilaç kullananlarda veya alzheimer tedavisi gören düşkün kişilerde gözlenebilir. Bazen bel fıtığı ameliyatı veya boyun fıtığı ameliyatı sonrası da ortaya çıkabilir.

  Diskit gelişen bir hastada duruş bozuklukları, diskit gelişen bölge kaslarında sertleşmeler, hareket ettikçe artan ağrı, ateş yüksekliği, üşüme ve halsizlik gibi semptomlar meydana gelebilir. Diskit hastalarında en önemli bulgu hareket ettiklerinde bel veya sırt bölgesinde dayanılmaz batma tarzında ağrı olmasıdır. Böyle bir şikayetiniz varsa bir beyin cerrahına başvurunuz.

  Doktorunuz şikayetleriniz dinleyecek ve tam bir fizik muayene yapacaktır. Daha önce geçirmiş olduğunuz ameliyatların raporlarını inceleyecek (sadece bel ve boyun ameliyatları değil geçirdiğiniz tüm ameliyatlar; ister beyin ameliyatı, ister beyin tümörü ameliyatı veya başka bir organ ameliyatı da olsa ameliyat raporlarınızı eksiksiz biçimde doktorunuza sunmanız gerekmektedir), mesleğinizi soracaktır. Daha sonra ağrılı bölgeden MR, tomografi, omurga röntgen grafileri, kan enfeksiyon parametreleri, kan sayımı, idrar tetkiki, kemik tarama testleri gibi tetkikleri isteyecektir. Tüm bu tetkikleri en iyi beyin cerrahı değerlendirerek tanı ile ilgili sizi bilgilendirecektir. Bu tetkiklerin yetersiz kaldığı durumlarda ameliyathane koşullarında diskten biyopsi alarak doku tanısı konmasını sağlayacaktır. Diskit yelpazesi geniş bir hastalıktır. Kimi zaman basit bir bel ağrısı tedavisi ile düzelirken, kimi zaman yoğun bakım yatağı gerektiren kompleks bir enfeksiyondur.

  Diskit tedavisi öncelikle antibiyotik ilaçlar, hareket kısıtlaması, korse ve ortezler kullanarak belin stabil durmasını sağlamak ile başlar. İlerleyen dönemde eğer bu tedavilere rağmen hastanın şikayetlerinde değişiklik olmazsa ameliyat seçeneği kullanılır.

  Ankara beyin cerrahi çalışma alanı incelendiğinde bu tip diskit hastalarının tanı ve tedavilerini eksiksizce yapan geniş kapsamlı merkezler ve tecrübeli cerrahlar bulunmaktadır. Diskit tedavisi deneyimli kişilerce yapıldığı takdirde hastalarda tam düzelme gözlenen bir iltihabi durumdur.

  Sizde de diskit şüphesi varsa adresiniz doğru ve deneyimli bir beyin cerrahı olmalı…

26 Temmuz 2020 Pazar

Bugün Yoğun Bakım, Yarın Yoğum Bakın!



                   Bugün Yoğun Bakım, Yarın Yoğum Bakın!

                                                                              Prof. Dr. Semih Keskil

Böyle olmaması lazım tabii ki... Modern tıbbın en son teknolojilerinin kullanıldığı yoğun bakım ünitesi ya da reanimasyon ünitesi kurulma amacı, hastaları hayatta tutmak; eğer iyileşebilecek bir durumları varsa onlara zaman kazandırmak. Yoğun bakımda hastayı iyileştirecek olan bazen ilaçlar, bazen bir ameliyat, bazen ise hastanın kendi vücut direncidir. 

Eğer hastanızı yatırdığınız yoğun bakım merkezinde verilen hizmet hakkında şüpheleriniz varsa,ki hatta kimi zaman bu durum söz konusu ünitenin çalışanları tarafından da doğrulanabilir; o zaman haklı olarak daha iyi bir yoğun bakım merkezi aramaya başlamalısınız. Ancak şunu unutmayın ki, bir "yoğun bakım" ın kalitesi sahip olduğu aletlerden çok, çalışan uzman ve hemşirelerin sayısı ve bunların deneyimi yanı sıra; söz konusu yoğun bakım hizmetlerini yöneten hoca ile ölçülür. 




    


Yani aslında iyi bir yoğun bakım hizmeti verebilmek için şunlar gerekmektedir: Hastanızın başında 24 saat sadece onunla ilgilenecek deneyimli bir hemşire, yoğun bakım ünitesinin başında tüm takip ve tedavileri 24 saat denetleyen bir yoğun bakım uzmanı hekim; hastanızı günde en az üç-dört kez görerek değişimleri izleyen bir hoca ve tüm ekibin başında da bu hizmeti ve tedaviyi koordine edip, gerekli girişimleri planlayacak olan deneyimli bir hoca.    

22 Temmuz 2020 Çarşamba

İç Hastalıklardan 10 Öğretici Bilgi



                                      İç Hastalıklardan 10 Öğretici Bilgi  

                                                                                      Prof. Dr. Burçak Kayhan 




1- Lokman hekim ilaçlarının da tamamlayıcı ve alternatif tıp tedavilerinin içinde yer aldığı günümüze, tamamlayıcı ve alternatif tıp tedavilerinin doğal ve zararsız olduğu, hastalar ve genel halk arasında yaygın bir yanlış anlama vardır. Bu ürünler karaciğer, böbrek ve hatta kalp için kısa dönemde ciddi toksisite oluşturabilmekte ve bunları kullanan kişilerde organ yetmezliğine bağlı transplantasyon gerekebilmektedir. Bu sebeple tıbbi görüş alınmadan bu tür bitkisel tedavilerin kullanılmaması halk sağlığı açısından önemlidir.

2- Akupunktur Romatoid artritli hastalarda etkili bulunmamıştır.

3- Balneoterapi çamur ve/veya kaplıca tedavisidir. Romatoid artrit, psoriatik artrit ve osteoartrit tedavisinde hasta yönünden pozitif etki gösterdiğine dair çalışmalar mevcuttur.

4- Anoreksia nevroza genellikle genç yetişkin yıllarında başlar. Hastaların %90’ı kadındır. Normal vücut ağırlığının %15’inin de altında olması, bozulmuş vücut şekli , kilo almaktan korkmak ve besin alımı üzerinde kontrolün kaybedilmiş olması, kadınlarda ardışık üç manstrüel kanamanın yokluğuyla tanı konur. Nedeni bilinmemekle birlikte çoklu endokrinolojik anomaliler mevcuttur. Psikiyatri ve gastroenterolog desteğine ihtiyaç duyarlar.

5- Probiyotik yoğurtlar ve kefirin, mide yakınmaları azalttığına ve gastrik mukus miktarını arttırdığına dair çalışmalar mevcuttur.

6- Serbest oksijen radikalleri canlı vücutta her türlü toksisiteye ve kansere yol açabilmektedir. C, A ve E vitaminlerinin oluşturduğu antioksidan etki bu riski minimalize etmekte olduğu düşünülmektedir.

7- Bitkisel kökenli el yapımı ilaçların bir eczacı kontrolünde sağlık amaçlı olarak ilaca dönüştürülmesine ve yapılan tedaviye Fitoterapi denmektedir.

8- Siyah ve kırmızı üzümlerin içindeki prolifenol ve resveratrol antiinflamatuar, antikanser, kalp koruyucu ve sinir koruyucu etki göstermektedir.

9- Bacopa  monnieri indian (Brokmi) entelektüel fonksiyonları geliştiren bir bitkidir.

10- Yeşilçay, propolis ve sarımsak antibakteriyel etkiye sahiptirler.

21 Temmuz 2020 Salı

Beyincik sarkması (Arnold- Chiari Sendromu) nedir? Hangi nedenlere bağlı gelişir? Tipleri nelerdir? Hangi doktora gitmek gerekir?


Beyincik sarkması (Arnold- Chiari Sendromu) nedir? Hangi nedenlere bağlı gelişir? Tipleri nelerdir? Hangi doktora gitmek gerekir?

  Arnold- Chiari Sendromu (beyincik sarkması) beyinciğin kafa tabanında belli bir sınırı geçerek omuriliğe doğru sarkmasıdır. Alman bir patolog olan Chiari tarafından ortaya atılmış bir anomali olup kesin nedeni tam bilinmese de 3 nedene bağlı olabileceği düşünülmektedir. Bunlar 1-) Kafa içi basınç ile omurilik basıncının birbirinden farklı olması, 2-) Beyincikteki yapışıklıklara bağlı beyin omurilik sıvısının dolaşımının bozulması, 3-) Gelişim bozuklukları olarak sıralanabilir.

            Alman patolog Chiari tarafından 4 tip anomali tanımlanmıştır.

 Tip 1: Beyinciğin ayakçıklarının (tonsil) omurilik kanalı içine sarkması

 Tip 2: Beyinciğin tonsillaları ve beyinciğin ana dokularının omurilik kanalı içine sarkması. Bu anomalide omuriliğin diğer bölgelerinde de eşlik eden malformasyonlar görülür (meningosel, meningomyelosel gibi).

 Tip 3: Beyinciğin tonsillaları, beyincik ana dokuları ve beyin dokularının ensede kese oluşturarak dışarı sarkması. 

 Tip 4: Beyinciğin doğuştan gelişmemesi durumudur. 


  Arnold Chiari Tip 1 dışındakiler yenidoğan bebeklerde gözlenen ve bir anomalinin eşlik ettiği sendromlardır. Tip 1 Chiari ise en çok 30’ lu yaşlarda meydana gelen bir erişkin hastalığıdır. Özellikle ense bölgesinde ağrı olmakla birlikte baş ağrısı, boyun ve omuzlarda ağrı şikayetine neden olur. İlerlediği takdirde omuzlarda pelerin tarzında hissizlik, bazen aynı bölgede uyuşma, kol ve bacaklarda güçsüzlüklere sebep olabilir. Ense bölgesinde ağrı omuzlar ve boyunda basınç hissi en sık semptomlardır. Sizde de bu tip semptomlar varsa bir beyin cerrahına başvurmalısınız.

  Öncelikle hastanın şikayetleri dinlenerek detaylı bir fizik muayene yapılmalı ardından bazı tetkikler istenmelidir. Özellikle beyin ve tüm omurilik MR’ ı yapılmalı ve yanında kemik kusuru için tomografi, sinir iletimi için EMG, SEPP, MEPP gibi tetkikler uygulanmalıdır. Bu sonuçları en iyi beyin cerrahı değerlendirerek tanınızı koyacaktır.

  Arnold Chiari Sendromu tedavisi ameliyattır. Mekanik bir sarkma olduğundan bu sarkmayı geriye döndürecek bir ilaç veya rehabilitasyon yöntemi yoktur. Ameliyatı beyin ameliyatı veya beyin tümörü ameliyatı kadar riskli, tecrübeli ellerde yapıldığı takdirde sonuçları yüz güldürücü olan bir ameliyattır. Tedavi esnasında mutlaka yoğun bakım yatağı ayarlanmalıdır. Tecrübe neden önemli, bir beyin cerrahı; bel fıtığı ameliyatı, boyun fıtığı ameliyatı veya beyin kanaması ameliyatlarını sıklıkla yapmasına karşın Arnold chiari ameliyatı sık yapılan bir ameliyat değildir. Doğal olarak bu konuda çok kez ameliyat yapmış kişiler araştırılmalıdır.

  Ankara beyin cerrahi camiasında Arnold Chiari ameliyatları yapan deneyimli kişiler bulunmaktadır. Bir çok beyin cerrahı Ankara iline bu tip hastaları yönlendirmektedir.

  Sizde de yukarıda saydığımız şikayetler mevcutsa adresiniz doğru ve tecrübeli bir beyin cerrahı olmalı…    

Boynunuz mu Ağrıyor ?



                                 Boynunuz mu Ağrıyor ? 

                                                                              Prof. Dr. Avni Babacan  


Ağrı başınıza, omuzunuza, kollarınıza mı yayılıyor ? Uzun süredir mi var, ağrı kesici ilaçlara, fizik tedaviye yanıt vermiyor mu? Ağrıya çare var!!!!!!!!

Yeter ki siz sesinizi duyurun…






Prof. Dr. Avni Babacan algoloji-ağrı uzmanı,gerek kendi özel muayenehanesinde gerek çalıştığı Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanesinde yıllardır hastalarının geçmeyen kronik ağrılarını dindirmek için çalışıyor. Her türlü kronik ağrısı olanlar (kanser ağrısı başta olmak üzere baş boyun,bel bacak ayak ağrıları, zona ağrısı, damar tıkanıklığı ağrıları, şeker hastalığına bağlı ağrılar, kas kemik tendon ağrıları, fibromiyalji, tüm nöropatik ağrılar)ağrı çekmenin bir kader olmadığını bilmeli ve ağrı kliniklerine başvurmalıdırlar. 


Bugün boyun ağrılarında neler yapıyoruz,ondan bahsedeceğim…


Geçmeyen boyun ağrılarınız varsa, istirahat ilaç vede fizik tedavi metotları yeterince sizi rahatlatmıyorsa,kan sulandırıcı bir ilaç kullanmıyorsanız(bunu belli bir süre kesip sonra müdahale yapıyoruz) öncelikle ağrınızın nedeni nedir, nereden kaynaklanıyor? sebeplerini araştırdıktan sonra, diğer tedavilerden de yeterince yararlanmadığınıza kanaat getirmişsem artık enjeksiyon yöntemlerini uygulamam gerektiğini düşünürüm.



Steril şartlarda bazan poliklinikte











bazen de ameliyathanede skopi eşliğinde hafif sedasyon ile size hiç acı çektirmeden işlemleri gerçekleştiriyorum.







tabiki komplikasyonlar da olabileceğini bilerek gerekli tedbirleri alarak sizleri bilgilendirerek ve onayınızı alarak işlemleri gerçekleştiriyoruz. 


Ağrın varsa sesini duyur,ağrıya çare var… 



20 Temmuz 2020 Pazartesi

Subdural kanama nedir? Hangi nedenlere bağlı olur? Tedavisi nasıl yapılır? Hangi doktora başvurmak gerekir?


Subdural kanama nedir? Hangi nedenlere bağlı olur? Tedavisi nasıl yapılır? Hangi doktora başvurmak gerekir?

  Subdural mesafe beyinin en üst zarı olan dura mater altında olan aralıktır. Subdural kanama ise bu aralıkta meydana gelen kanamalara denir. Üç tipi bulunmaktadır, bunlar akut (erken), subakut (erken-geç arası), kronik (geç) subdural kanamadır. Genellikle trafik kazası, iş kazası, yüksekten düşme, kafaya alınan darbeler gibi travma sonucu olmakla birlikte kanama bozuklukları, kan sulandırıcı kullanımı, bazı beyin tümörleri, damar zedelenmeleri sonucu da ortaya çıkabilir. Genellikle venöz (toplar damar) kanamalardır. En sık kanayan toplar damar ise köprü venleri adı verilen damarlardır.

  Subdural kanama sonucu başvuran hasta için mutlaka bir beyin cerrahı görüşü alınmalıdır. Doktorunuz tam bir fizik muayene yapacak ve bazı tetkikler isteyecektir. Bu tetkikler arasında beyin tomografisi, beyin tomografik anjiografisi, kan tetkikleri, beyin MR’ ı vardır. Bu tetkiklerin sonuçlarını en iyi beyin cerrahı değerlendirerek subdural kanamanın hangi evrede olduğu (akut, subakut, kronik), başka bir patolojini eşlik edip etmediği (kafatası kırığı, beyin tümörü, baloncuk, vs.) ve ameliyat gerekip gerekmediği konusunda sizi bilgilendirecektir.

  Bu hastalar sadece baş ağrısı şikayetiyle tüm fonksiyonları normal olarak başvurabildiği gibi, bilinci kapalı ve koma halinde de getirilebilirler. Subdural kanama hastanın sakat kalmasına veya ölmesine neden olabilecek kadar ciddi bir kanamadır. Subdural kanamalı hastalar yoğun bakım yatağına alınmalı, takip ve tedavisi burada yapılmalıdır.

  Subdural kanamanın boyutu fazla değilse, kişinin nörolojik fonksiyonlarında bozukluğa sebep olmamışsa takip edilebilir. Fakat bazı hastalar ameliyat edilmektedir. Bir beyin ameliyatı olan subdural kanama cerrahisi kafatasına açılan delikten dura mater kesilerek kanamanın kateter yardımıyla tek delikten boşaltılması veya kafatası beyin tümörü ameliyatı yapılır gibi kapak gibi kaldırılarak dura mater tam açılıp kanamanın boşaltılması esasına dayanır. Hangi tekniğin kullanılacağına kanamanın boyutuna, akut- kronik oluşuna, hastanın koma puanına göre karar verilir.

  Beyinde olduğu gibi omurilikte de dura mater bulunmaktadır. Burada da dura mater altına kanama yani subdural kanama görülebilir. Genelde travma, tümör veya damarsal patolojilere (AVM gibi) bağlı gelişir. Nadiren de olsa bel fıtğı ameliyatı, boyun fıtığı ameliyatı sonrası görülebilir. Omurilikteki tedavisi beyindeki ile benzerdir. Yani kanama boyutu ufaksa takip, omurilik basısı varsa ameliyattır.

  Bir beyin cerrahı Ankara ilinde çalışıyorsa bu tip kanamalarla çok sık karşılaşır. Ankara beyin cerrahisi kliniklerinde gerek takip gerekse ameliyat açısından ihtiyaç duyulan ekipmanlar bulunmaktadır. Subdural kanama doğru ve tecrübeli kişilerce tedavi edildiğinde sonuçları yüz güldürücüdür. İyi bir tedavi sonrası hastalar hiçbir sekel kalmadan taburcu edilebilmektedir.

  Subdural kanama için tercihiniz doğru ve deneyimli bir beyin cerrahı olmalı…





17 Temmuz 2020 Cuma

Epidural kanama nedir? Hangi nedenlere bağlı gelişir? Tedavisi nasıl yapılır? Hangi doktora başvurmak gerekir?


Epidural kanama nedir? Hangi nedenlere bağlı gelişir? Tedavisi nasıl yapılır? Hangi doktora başvurmak gerekir?

  Epidural kanama beyin zarlarından en dıştaki olan dura mater ile kafatası kemiğinin arasına olan kanamadır. Genellikle trafik kazası, düşmeler, iş kazaları, kafaya alınan darbeler gibi travma sonucu gelişse de bazen kanama bozuklukları, damar hastalıkları, kan sulandırıcı kullanılmasına veya bir tümöre bağlı da gelişebilir. Genellikle dura mater üzerinde bulunan ve bu bölgenin beslenmesinden sorumlu olan meningea media arteri (atardamarı) ve dallarından kanar. Sıklıkla epidural kanamaya kafatası kırıkları eşlik eder. Burada bir parantez açarak bahsetmemiz gereken konu alzheimer hastaları yürüme güçlüğü ve hafıza problemleri yaşadığından kafalarını bir yere çarpma ihtimalleri fazlacadır. Yaşları ile olduğundan damar yapılarındaki yaşlanmaya bağlı olarak kanama daha kolay gelişir. Bu tip hastalara alzheimer tedavisi mutlaka uygulanmalıdır. 


  Epidural kanama gelişen bir hastada beyin cerrahı görüşü alınmalıdır. Genel tıbbi muayenenin ardından, beyin tomografisi çekilmeli, epidural kanama ve varsa kafatası kırıkları görülmelidir. Bu sonuçları en iyi beyin cerrahı değerlendirecek ve hastanın ameliyatına gerek olup olmadığına karar verecektir. Epidural kanama hayatı tehtid eden çok ciddi bir kanama şeklidir. Bir atardamar kanaması olduğundan takip edilsede kanama durmayabilir. Bu durum hastanın ölümüne veya sakat kalmasına neden olabilir. Bu hastalara mutlaka bir yoğun bakım yatağı ayarlanmalıdır.

 Epidural kanama tedavisi genellikle ameliyattır. Bazen çok ufak boyutta olan kanamalar takip edilerek düzelebilmektedir. Bir beyin ameliyatı olduğundan riskleri de bulunmaktadır. Ameliyat şekli beyin tümörü ameliyatı ile benzerdir. Tecrübeli kişiler tarafından doğru zamanda yapılan müdehalelerin sonuçları oldukça yüz güldürücüdür. 

  Genel olarak epidural kanamanın beyin bölgesine olan kanamadan bahsettik. Fakat omurilik zarı ve omurga kemiği arasına olan kanamada epidural kanamadır. Bu da yine travmalar ve tümörlere bağlı gelişir. Hatta bel fıtığı ameliyatı, boyun fıtığı ameliyatı sonrasında da nadiren gözlenebilir. Omurilikteki epidural kanamanın da tedavisi genellikle ameliyattır. 

  Bölgesel olarak bakacak olursak Ankara beyin cerrahi camiasında epidural kanama açısından kapsamlı tedavi verilen merkezler bulunmaktadır. Birçok beyin cerrahı Ankara iline epidural kanamalı hastaları sevk etmektedir.

  Tekrarlamak gerekirse epidural kanama sonu ölümle sonuçlanabilecek fakat doğru ve tecrübeli bir beyin cerrahı tarafından tedavi edildiği takdirde hiçbir sekel kalmaksızın iyileşme ihtimali olan ciddi bir kanama şeklidir.



15 Temmuz 2020 Çarşamba

Ensefalosel nedir? Nedenleri nelerdir? Tedavisi nasıl yapılır? Hani doktora gitmek gerekir?


Ensefalosel nedir? Nedenleri nelerdir? Tedavisi nasıl yapılır? Hani doktora gitmek gerekir?

  Ensefalosel, fetüsün (anne karnındaki bebek) doğmadan önceki gelişimi esnasında kendinde bulunan bazı sendromlara veya annedeki başta folik asit olmak üzere bazı vitamin ve minerallerin eksikliğine bağlı olarak gelişir. Ensefaloselde kafatasında açıklık olur ve beyin zarları ve beyin dışarıdadır. Bu durum kapanma defekti olarak adlandırılır ve beyin çoğu zaman normal gelişmesine rağmen dışarıya açık haldedir. Ensefalosel tanısı bebek daha anne karnındayken konur. Günümüz teknolojisinde bir bebeğin ensefalosel ile doğacağı bilinir. Bu durumda kadın doğum uzmanları hastayı beyin cerrahına yönlendirir.


   
  Beyin cerrahı ultrason raporlarını inceleyerek fetal MR denilen anne karnındaki bebeğe çekilen ileri görüntüleme tetkikini ve annenin kan tetkiklerini isteyecektir. Sonuçlarınızı en iyi beyin cerrahı değerlendirerek hastalığın boyutu ve tedavisi konusunda sizi bildilendirecektir. Bebeğin doğumunu takiben hemen bebeğe de beyin ve tüm omurga MR’ ı çekilecek böylece cerrahi tedavi planlanacaktır.


 Tedavisi bebek doğduktan en geç 24-48 saat içinde ameliyata alınarak bu defektin kapatılması esasına dayanır. Eğer geç kalınırsa bu bölgeden dışarıya sarkan beyin ve sinir dokuları hava teması sonrası geri döndürülemez hasarlara maruz kalabilir. Ensefalosel ameliyatı bir beyin ameliyatı olup bel fıtığı ameliyatı veya boyun fıtığı ameliyatı ile kıyaslandığında çok daha kompleks ve yenidoğan yoğun bakım yatağı gerektiren bir ameliyattır. Yaklaşım açısından yenidoğan bir bebeğe yapılan beyin tümörü ameliyatı ile benzemekte olup pediatrik beyin cerrahi konusunda deneyimli kişiler tarafından yapıldığı takdirde sonuçları yüz güldürücüdür. Tabi ki bu hastalardaki defektin ve zarar gören beyin dokusunun miktarına göre sakatlık ve ölüm riski taşıyan ciddi bir hastalıktır.

  Ensefalosel konusunda Ankara beyin cerrahi doktorları arasında çok deneyimli kişiler bulunmaktadır. Birçok beyin cerrahı Ankara iline ensefalosel tanısı konulan hastaları sevk etmektedir.

  Eğer kontrollerinizde ensefalosel şüphesi varsa adresiniz bu konuda doğru ve deneyimli bir pediatrik (çocuk) beyin cerrahı olmalı…