2 Mayıs 2018 Çarşamba

KARDİYAK REHABİLİTASYON PROGRAMI



Prof. Dr. A. Tulga Ulus
Kalp ve Damar Cerrahi Uzmanı


Dr. Mehmet Tümer
Aile Hekimliği Uzmanı

Kalp hastalıkları tanısı ve tedavisi sonrasında günlük yaşantımıza dönmek konusunda aklımızda pek çok soru oluşur. Hangi aktivitelerimize ne kadar sürede, ne yoğunlukta geri döneceğiz? Acaba eski “ben” olabilecek miyim? Soruları zihnimizi kemirmektedir.

Normal yaşantımıza güvenle, kontrol altında ve riskleri en aza indirerek geri dönmek için “Kardiyak Rehabilitasyon Programı” bir gerekliliktir. şarttır. Çevremizde fikir veren ve yaşantımıza müdahale eden çoktur, doğru bilgi ve tek elden multidisipliner bakış açısı ile yardım ancak yapılandırılmış bir program ile mümkün olur.

Tüm dünyada ölüm sebepleri sıralamasında kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümler birinci sırada
gelmektedir. Her yıl birçok hasta kalp krizi veya diğer kalp problemleri nedeniyle hastaneye yatmaktadır. Bu hastalardan taburcu olanların %30 kadarı ikinci bir kez yeni bir kalp problemi nedeniyle hastaneye yatırılmaktadır. Kardiyak rehabilitasyon, ilerde yeniden yaşanabilecek kalp hastalığına bağlı problemleri azaltmak için kişiselleştirilmiş risk analizinin yapılmasını, size ait risklerin azaltılmasını gerçekleştirmek üzere özel bir programa dahil edilmenizi ve gerekli eğitimlere katılmanızı içerir. Hastaların aktif yaşamlarına hızla dönmelerini ve yaşam kalitelerinin daha üst seviyede olması için tasarlanmış bir programdır. Amerikan Kalp Birliği, kalp ve damar sağlığı ile ilgili önerilerinde yaşam tarzının önemini 2020 yılının en önemli hedeflerinden biri olarak göstermiştir.


Kardiyak rehabilitasyon yeni nesil teknolojilerin ve standartların uygulanmaya başlaması ile birlikte giderek daha fazla ilgi odağı olmaktadır. Amaç, hastanın kardiyak hastalık sonundaki sağlık durumunu saptadıktan sonra; günlük yaşantısına dönmesini sağlamanın yanında davranış değişikliği ve yaşam tarzı değişiklikleri oluşturarak risk modifikasyonuna gitmektir. Bu amaçla multidisipliner bir yaklaşımla hasta ele alınır, egzersiz kapasitesi ölçümlenir, gereğinde monitorizasyon yöntemleri kullanarak güncel fizik aktivite denetlenir, risk modifikasyonu konusunda eğitimler verilir, kişiselleştirilmiş beslenme ve egzersiz programları oluşturulur, genetik analizler ile risk değerlendirmesi derinleştirilebilir.

Kimler katılabilir?

-Kalp krizi sonrası tedavisini tamamlayarak hastaneden taburcu olan hastalar:
-Koroner balon/stent uygulanmış hastalar.
-Cerrahi müdahale (koroner baypas) sonrası hastalar.
-Koroner arter hastalığı olan ve tıbbi tedavi (ilaç tedavisi) ile takip edilen hastalar.
-Kalp kapak hastalığı nedeniyle takip edilen veya cerrahi geçirmiş hastalar.
-Yüksek risk faktörlerine sahip olan ve risk değerlendirmesi gereken ve sonrasında risk azaltılması gereken hastalar.
-Periferik damar hastaları:
-Bacak atardamarı tıkanıklıkları olan hastalar.
-Beyin atardamarı (karotis arter) tıknıklıkları olan hastalar.


Kardiyak rehabilitasyon, tam bir kardiyak sağlıklı yaşam programıdır. Ayrıca henüz kalp hastalığı geçirmemiş ancak sahip olduğu risk faktörleri nedeniyle sonraki yaşam kalitesini arttırmak isteyen hastalar da yarar göreceklerdir.

Kardiyak Rehabilitasyon programında neler yapılacaktır?

Kardiyak rehabilitasyon programı, hastalar için güvenli, etkili ve yaşam kalitesini arttırırken ölüm ve hastalık riskini azaltan bir sistemdir. Program tüm yararlarının çok iyi bilinmesine rağmen maalesef az kullanılmaktadır. Hastaların yeniden kriz geçirmesine, hastaneye yatmasına ve birçok riskin azalmasını vaat eden bu program, özellikle kişiselleştirilmiş yöntemleri sayesinde çok etkili olabilmektedir.


Beslenme, egzersiz, kardiyovasküler risk faktörlerinin belirlenmesi ve tedavilerin planlanmasını içerir. Hastalar tıbbi olarak değerlendirildikten ve risk analizleri yapıldıktan sonra kalp ve damar hastalıkları, metabolizmaları ve fizik kondisyonları araştırılır. Uygun tedavi programlarına alınarak izlemleri yapılır.

Hasta ve hasta yakınlarının alacağı eğitim seminerleri ile gerek hastalığın daha iyi anlaşılması gerekse tedavi süreci ve risklerin azaltılması daha iyi anlaşılacaktır. Bizim rolümüz, sağlıklı yaşam için siz hastalarımıza kılavuz olarak doğru aktivite düzeyine ulaştırmaktır. Program her hasta için ayrı ayrı, hastanın ihtiyacına, yapabileceklerine ve tıbbi durumuna göre planlanmaktadır.

Neden Kardiyak Rehabilitasyon 

Sedanter yaşayanlara göre (herhangi bir egzersiz programına katılmayanlar), düzenli egzersiz yapanlarda, kalp krizi ve felç geçirme riski 2 kat daha az, kalp ve damar hastalıklarından ölme riski 4 kat daha düşüktür.

Kişiye özel yapılan program ile uygun tedavi programı belirlenir. Kişiye ait riskler belirlenir, ihtiyaçları ve öncelikleri planlanır. Hastaların şikayetlerine, yaşına ve hastalıklarına göre tedavi programı ve eğitim belirlenir. Bu nedenle hem kalp ve damar sistemi açısından hem de metabolizma açısından ilgili uzmanlarca kalabalık bir ekip olarak yönetilir. En son teknolojik bilgi ve donanımdan faydalanılır.

Sonuçta ne elde ederim?

Kalıtımsal olarak aileden gelen ve kazanılmış risklerin azlatılması
Kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölüm riskinde azalma
Şikayetlerde azalma
Yeniden kalp krizi geçirme riskinde azalma
Önleyici tedaviye uyumun artması
Egzersiz performansında artma
Kan basıncı ve kan yağları gibi sağlık parametrelerinde düzelme
Kalp ve damar hastalıkları ve önleyici tedavileri hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak
Günlük yaşamsal aktiviteleri daha iyi yapabilmek
Sağlıklı yaşam kalitesinin artması
Psikososyal şikayetlerin azalması
Hastaneye yatışlarda ve tıbbi kaynakların kullanımında azalma
İşe dönüşlerde sürenin kısalması ve yüksek kapasite ile çalışabilme

HAREKET KORUYUCU CERRAHİ NEDİR?


Prof. Dr. Semih KESKİL
Beyin ve Sinir Cerrahisi


Bel fıtığı hastalarının başarılı bir bel ameliyatı geçirseler bile, bir kaç yıl sonra yeniden ağrılı günlere dönebildiklerini hepimiz biliyoruz. Çünkü, eski yöntemlerle yapılan bel fıtığı ameliyatı sonrasında bel omur kemikleri arasında anormal bir hareketlilik gelişebiliyordu.
Doktorların instabilite dedikleri bu aşırı hareketlilik sorununu önlemek amacı ile son yıllarda beyin cerrahi doktorları hastanın omurlarına, halk arasında platin de denen vidalar ve benzeri metal cihazlar yerleştirilip omurga kemiklerinin birbirine kaynamasını sağlıyor. Böylece ağrıya yol açan hareketlilik engellenmiş oluyor.
Ancak bu sefer kemiklerdeki kaynama normal bel hareketlerine de izin vermiyor ve uzun vadede yeni sorunlara yol açıyor. Yani bir üst veya altta tekrar bel fıtığı ortaya çıkıyor. Üstelik bu tip değişikliklerin geri dönüşü olmadığı için söz konusu ameliyatlar, bir çeşit son çare olarak uygulanabiliyor.

Dünyada yaklaşık 10 yıldır uygulanmakta olan yeni bir cerrahi teknik, tıbbi adıyla "hareket koruyucu omurga cerrahisi" artık ülkemizde de bazı beyin cerrahi doktorlarınca uygulanıyor.
İşte bu tekniğe yönelik olarak son yıllarda hareketli disk protezi, harekete izin veren çubuk ve oynar vida başlığı gibi bir takım cerrahi cihazlar kullanıma girmiştir.
Söz konusu yeni yöntem insanın doğal yapısına çok daha uygun, çünkü omurlar arasındaki normal hareketlere bir dereceye kadar izin veriyor. Yani tıbbi adıyla "füzyonsuz stabilizasyon" sağlıyor ve uzun vadeli sonuçları da çok iyi.
Hastanın kısa sürede işine dönmesine izin veren bu yöntemler üstelik geri dönüşü olmayan bir teknik te değildirler, yani bu protezlerin çıkarılıp başka cerrahi füzyon yöntemlerine geçilmesi de mümkündür. Üstelik hasta tüm çağdaş tekniklerde olduğu gibi hareket koruyucu ameliyat sonrasında da hemen ayağa kalkabiliyor.

ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİDE PRP ve AKTIVE PRP KULLANIMI





Prof. Dr. Bülent Dağlar
Özel Ankara Güven Hastanesi



İnsanlarda yaralanma veya yaşlanmaya bağlı birçok doku hasarı uygun ortam sağlandığında iyileşir. İyileşmede en etkin hücreler kanın küçük bileşenleri olan trombositlerdir(platelet). Hasar sonrası trombositler barındırdıkları kesecikler içindeki birçok farklı büyüme faktörünü yaralanan bölgeye salarak iyileşme olaylarını başlatır ve hızlandırır. Trombositlerin doku iyileşmesini hızlandırıcı olarak farklı tedavilerde kullanımı 1970’li yıllarda başlamıştır. Ortopedi ve travmatolojide PRP (Platelet Rich Plasma, trombositten zengin plazma) hem yeni ve eski yaralanmalara bağlı yakınmaların, hem de dejeneratif eklem bozulmaların tedavisinde başarılı sonuçlarla kullanılmaktadır. En sık diz olmak üzere büyük eklemlerdeki kıkırdak hasarlarında, kas ve/veya tendon yaralanmaları ile yeterli iyileşmemelerinde, uzun süreli ve şiddetli ağrılı iskelet sistemi rahatsızlıklarında diğer birçok tedaviye benzer veya üstün iyilik sağladığı farklı disiplinlerdeki çalışmalarla gösterilmiştir. PRP tedavisinin ortopedi ve travamatolojide en sık kullanıldığı tanılar şunlardır: diz-ayak bilek-dirsek ve omuz osteoartriti, kıkırdak yaralanmaları, Aşil tendon sorunları (kısmi yırtıklar, tendinozis ve tendinit), topuk dikeni (plantar fasiit), medial ve lateral epikondilit (golfçü dirseği ve tenisçi dirseği), omuz tendiniti ve tendon yırtıkları, patellar tendinit ile ayakbilek bağ yırtıkları.

Son yıllarda giderek daha sık kullanılan doğal iyileştiricilerle yapılan tedavilerde PRP uygulaması artan şekilde yer bulmaktadır. Tek başına olduğu gibi diğer tedavilerle birlikte kullanılabilir ve başarı şansını arttırır. Kişinin kendi kan hücreleri kullanıldığı için yetkin kişilerce uygun ortam sağlanarak hazırlanıp uygulandığında diğer birçok tedaviye göre çok daha az istenmeyen etki oluşur. Uygulamada steril olarak damardan basit yöntemlerle alınan kan yaklaşık 15 dakikalık bir işlemler dizisine tabi tutulur. Kanın hücre ve sıvı kısımları döndürme işlemi sonrası birbirinden ayrılır. Trombositlerden zengin olan kısım uygulama enjektörüne alınır (Resim 2)ve tedavi bölgesi steril olarak hazırlandıktan sonra bölgeye verilir. Trombositlerin barındırdığı büyüme faktörlerinin daha kolay ve yoğun olarak ortaya çıkmasını sağlamak için kimyasal veya fiziksel yöntemlerle ile elde edilen aktive PRP’nin özellikle spor yaralanmaları ve tendon sorunlarında daha başarılı olduğu gösterilmiştir. PRP’nin daha etkin hale getirilmesinde kimyasal madde gerektirmediği için fiziksel yöntemler tercih edilebilir. Bunun için 16-24 saat belirli ısıda bekletme veya belirli dalga boylarındaki ışık kullanılabilir. Aynı gün uygulama avantajı ile 4-6 dakika ek süre gerektiren ışık ile aktivasyon işlemi çoğu hasta ve uygulayıcı tarafından tercih edilmektedir.
PRP tedavisi kanama bozukluğu hastalığı olanlarda, kan inceltici ve pıhtılaşma önleyici ilaç kullananlarda çok dikkatli değerlendirmeler yapıldıktan sonra uygulanmalıdır. Uygulanacağı bölgede enfeksiyon olması PRP tedavisine engeldir. Tedavinin kendisi nadiren bir iki gün süren yangıya neden olabilir. Bu nedenle PRP ve aktive PRP enjeksiyonu sonrası bölgenin en azından birkaç gün dinlendirilmesi uygun olacaktır.
Birçok hastalık ve yaralanmada tek başına veya diğer tedaviler ile birlikte PRP uygulamaları ilaç kullanımı miktarını azaltmakta, işe ve günlük yaşantıya dönüş süresini kısaltmakta, muhtemel cerrahileri ileri atmakta veya ortadan kaldırabilmektedir. Nadiren birden fazla defa uygulanması gerekmektedir. Ancak doğal bir iyileşmenin beklenmediği veya bilinen en iyi tedavilerin gecikmesinde sakınca olacağı durumların da olabileceği, her hastalık ve hasta için PRP uygulamasının tek çözüm olamayabileceği akılda bulundurulmalıdır. En uygun tedavi kararı hasta ile doktor tarafından muhtemel kazançlar ortaya konularak birlikte verilmelidir.
Sağlıklı ve mutlu günler dileklerimle.