4 Mart 2019 Pazartesi

TIPTAKİ MASALLAR



TIPTAKİ MASALLAR
Prof. Dr. Burçak Kayhan



1-Rapunzel masalda saçlarını uzatarak hapis olduğu kuleden kurtarırcasına saçlarını uzatmış ve bu sayede kurtulmuştur. Mide içinde kitle oluşturan, her türlü dışarıdan gelip hazmedilmemiş yiyeceğe bezoar denir. Eğer kişi psikolojik sorunları sebebiyle saçlarını kopartıp yutuyorsa mide içinde ileride bu saçlar birleşip sertleşerek hazmı imkansız bezoar oluşturur. Bu duruma Rapunzel sendromu denir.
2- Napoleon Bonaparte’ın babası gibi herediter mide kanserinden öldüğü tahmin edilmektedir. 1998 Porry Guidford tarafından tesbit edilen CDH1 gen yaygın mide kanserinin en önemli nedeni olarak bulunmuştur. Napoleon ailesinde de herediter mide kanseri olduğu düşünülmektedir.
3-Hititlerde anadoluda, antik çağda mezopotamya ve akdeniz havzasında, geleceğe karaciğere (özellikle koyun karaciğeri) bakılarak karar verilirdi. Enteresan olan o çağlardaki en önemli iç organın ve kişinin kaderini belirleyenin karaciğer olarak tanımlanmış olmasıdır. Antik yunanlılara göre yaşamın özü karaciğerde saklıdır.
4-  Porfiria nadir bulunan ve dişlerde kararma yapan, tende kanlı kızarmalara yol açan bir hastalıktır. Aklı dengeyi yitirmeye yol açabilen hastalık Dracula ismiyle de bilinir. Vampir olmanın bütün özellikleri bu hastalığa sahip insanlarda bulunur. Porfiria, bazı enzimlerin, hatalı veya eksik salgılanması sonucu gelişen bir hastalıktır. Eritropoetik porfiriada yaygın olarak görülen hemolitik anemi kişide her türlü demir kaynağına karşı ilgiyi arttırmaktadır.
5-Influenza namı değer Grip orta çağda, İtalyanlara göre astrolojik olarak yıldızlardan akan sıvılardır. Bu sıvılar insanlara kötülük getirmektedir.
6-İlk meme kanseri cerrahi tedavisi Mısırda bulunan 3000 yıllık papirüste anlatılmaktadır.
7-Narsizim: Herkes tarafından bilinen,  Sigmund Freud tarafından aktüel kişilik bozuklukları arasına sokulan bir kişilik bozukluğudur.
Esası mitolojide ilk olarak tanımlanmıştır; Narcissus Liriop ve nehir tanrısı Cephissus’ un oğludur.
Kahin Tiresios bu anne babaya, çocuklarının kendi şeklini görmediği sürece uzun bir hayatı olacağını söylemiştir. Narcissus çok güzeldir ve onu gören insan ve tanrıçalar her zaman onu arzulamaktadır.
8-Günümüzde romatizmal hastalıklarda ve bilhassa FMF de sıklıkla kullanılan kolşisin ilk olarak yunan mitolojisinde geçmiştir.
Kral Colchi’ sin kötü kızı kardeşi Zehirci Metea, kocasının onun aldatması üzerine, kocasının sevgilisini ve çocuklarını zehirleyerek öldürmüştür. Zehir olarak kullandığında bitkilerden Liliacea ailesinden Colchicum autumnaledir.
9-Akromegali endokrinolojik olarak kişinin kemiklerinin kontrolsüz büyümesiyle seyreden bir hastalıktır. Kutsal kitaplarda Hz. Davut karşısındaki dev Golyotın  Akromegalik olduğu düşünülmektedir.
10- Yunan mitolojisinde geçen  Prometheus ve karaciğer yenilenmesi bilgisi çok enteresandır. Çünkü Tıp karaciğerin kendini yenilediğini 19.yy da bulmuştur.

Skolyoz ve Kifozsuz Bir Yaşam





           Skolyoz ve Kifozsuz Bir Yaşam

                                                            Prof. Dr. Semih Keskil

            Skolyoz omurganın kişiye önden bakıldığında görülen eğriliğidir, farklı yönlerde bir kaç tane olabilir. Kifoz ise, yandan bakıldığında görülen artmış kamburluktur. Omurganın sırt bölümünde bir miktar eğrilik pek çok normal insanda görülebilir ama boyun ve bel bölümündeki normal çukurlukların; yani omurganın açıklığı arkaya bakan eğriliklerinin, önce düzleşip sonra tersine dönmesi ile de kamburluk oluşabilir.
            Kimi zaman bacakların uzunluğundaki küçük bir fark, kimi zaman sinir sistemine dair bozukluklar veya anne karnındaki gelişim anomalisi,  kimi zaman da kazakireçlenme, romatizmal hastalıklar veya yaşın artması  sonucu ortaya çıkabilen bu eğriliklerin çoğu zaman sebebi bilinmemektedir.
            Uygulanacak tedaviye karar verirken, eğriliğin sağa mı yoksa sola mı baktığı, açısı, ayakta ve yatarken dışarıdan zorlamanın da uygulanabildiği vücut eğilmesi ile ne kadar düzelebildiği, hangi eğriliğin asıl eğrilik olduğu gibi konuların; çekilen özel hareketli skolyoz filmleri yani ayaktan başlayıp başı da içine alan uzun filmler ile detaylı olarak incelenmesi gerekmektedir. Ayrıca tüm omurga boyunca çekilen MR ile mevcut bir doğumsal anomali de açığa çıkarılabilir.
            Bazen sadece söz konusu anomalinin cerrahi tedavisi, skolyoz veya kifozun düzelmesini sağlar. İlk fark edildiğinde uygulanan kişiye özel üretilmiş tüm gün boyunca takılan korseler ve düzenli egzersizlere rağmen ilerleyen eğriliğin verdiği estetik ve dolayısıyla psikolojik rahatsızlık, kimi zaman da eğriliğin iç organları sıkıştırarak yol açtığı şikayetler ve omurga hareketlerini bozarak yol açtığı ağrılar nedeni ile omurga eğriliğinin; ameliyatla düzeltilmesi gerekebilir.
            Halk arasındaki tabiri ile platin ameliyatı veya tıbbi adı ile füzyon ameliyatı yapılır; amaç kimi hastalarda omurgayı düzeltip, bu düzeltilmiş halinde enstrümantasyon ile sabitlemek yani dondurmak iken, kimi zaman özellikle küçük çocuklarda hareketli cihaz veya ayarlı çubuk ile omurganın düzeltilmiş halde büyümesine izin vermektir. Yaşlılarda ise omurganın kısmen çıkarılmasını gerektiren karmaşık ve tehlikeli ameliyatlarla bası altındaki sinirlerin rahatlatılması sağlanır.

Erişkinlerde Diz Ağrısı





Erişkinlerde Diz Ağrısı
Prof. Dr. Bülent Dağlar


     Diz ağrısı ortopedi ve travmatoloji polikliniğinde sık başvuru nedenlerinden biridir. Diz içi ve dışı yapılar farklı nedenlerle ağrı oluşturabilir. Bu yazıda sık nedenler ile dikkat edilmesi gereken noktaların neler olduğu üzerinde durulacaktır.
Dizde ağrı nedeni olabilecek yapıları basitçe kemikler, eklem kıkırdağı, eklem içi bağlar, menisküsler, eklem dışı bağlar ile kas ve tendonlar olarak sınıflamak mümkündür. Bu yapılarda ağrı: yaralanma (kazalar, düşme, burkma gibi), enfeksiyonlar, romatizmal hastalıklar, yapısal değişiklikler, yaşla oluşan değişiklikler veya tümörler nedeniyle oluşabilir. Her bir nedeninin tedavisi diğerinden belirgin farklıdır. Ağrı yakınmasının ne zaman bir uzman tarafından değerlendirilmesi gerektiğine karar vermenin birçok değişik neden ve değişik tedaviler düşünüldüğünde önemi kolayca anlaşılacaktır.
En önemli soru diz ağrısının kendiliğinden mi yoksa bir zorlanma, yaralanma sonrası mı başladığıdır. Eğer ağrı bir zorlanma veya yaralanma sonrası başladıysa ikinci önemli soru ağrının şiddeti olacaktır. Zorlanma veya yaralanma sonrası ani ve şiddetli ağrı yakınması olması halinde varsa diz elastik bir bandajla sarılarak muhtemel artacak şişliğin önüne geçilmeye veya şiddetini azaltmaya çalışarak, mümkünse üzerine fazla yük vermeden bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Başvuru süresi uzayacaksa mümkün olduğunca ağrısız bir pozisyon bulunarak fazla hareket ettirmeden bölgeye her saat 20 dakika olacak şekilde soğuk uygulanmalıdır. Burada dikkat edilmesi gereken bandajın çok sıkı uygulanmaması ve elastik olmayan sargılar kullanılmamasıdır.
Zorlama veya yaralanma sonrası ağrı ve şişlik ani olmayan bir şekilde saatler içinde gelişiyor ise yine benzer bir tavırla diz mümkün olduğunca dinlenme pozisyonunda tutulduktan sonra erken bir zamanda sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.
Diz ağrısı herhangi bir yaralanmaya bağlı olmaksızın ani geliştiyse diz etrafında şişlik ve/veya kızarıklık olup olmadığı kontrol edilmelidir. Şişlik kan sulandırıcı ilaç kullananlarda veya kanama-pıhtılaşma bozukluğu olanlarda basit hareketlerle dahi kanama sonrası oluşabilir. Elastik bandaj ve soğuk uygulama bir sağlık kuruluşuna ulaşıncaya kadar yapılması gereken ilk müdahalelerdir. Hızlı bir şekilde tıbbi bakım yapılamayacaksa yine diz üzerinde fazla yükten sakınılmalı ve ağrısız bir dinlenme pozisyonunda tutulmalıdır. Yavaş, saatler veya günler için gelişen ağrıya şişlik ve/veya kızarıklığın eşlik edip etmediğine dikkat edilmelidir. Yavaş ağrı şişlik ile birlikte romatizmal hastalıkların belirtisi olabildiği gibi erişkinlerde dizde enfeksiyonun da bulgusu olabilir. İlk yapılacaklar yine soğuk uygulama ve elastik bandaj ile bir süre dinlendirme olabilir. İlerleyici yakınmalar varsa fazla vakit geçirmeden bir sağlık kuruluşunda uzman görüşü alınmalıdır.
Ani gelişmemiş zaman içinde süregelen diz ağrısında ağrının nasıl ortaya çıktığı, nasıl azaldığı veya geçtiği, dizin hangi bölgesinde olduğu önem kazanır. Örneğin merdiven çıkarken dizin önünde ortaya çıkan ağrı sıklıkla diz kapağı kıkırdağı ve eklemi ilişkilidir. Diz kapağı kıkırdak sorunlarında sıklıkla düz yolda yürüme ile fazla bir yakınma oluşmaz iken uzun süreli diz bükülü oturma, çömelme gibi eylemlerle batma şeklinde keskin ağrı hissedilir. Bu durumun birçok nedeni içinde diz kapağı ve onu karşılayan uyluk kemiğinin eklem yüzü arasındaki uyumsuzluk en sık görülenidir. Diz kapağı etrafı yumuşak dokuların basit incinmeler sonrası şişlikleri de benzer yakınmalar oluşturabilir. Birkaç günlük bekleme ve zorlamalardan kaçınmaya rağmen yakınmalarda azalma olmuyorsa tedavi önerileri için uzman görüşü alınmasında fayda olacaktır.
Yine ani veya zaman içinde dizin iç veya dış tarafında gelişmiş ağrılar aynı taraflı menisküs ve/veya bağ hasarlarının işareti olabilir. Menisküs ve/veya bağ hasarına bağlı ağrı sıklıkla dizin bükülü ve dönmeli hareketleri ile hissedilir (merdivenden inerken veya ani yön değiştirmeler ile). Menisküs hasarlarında eklem içinde dizin tümünde fark edilen şişlik olabilirken, bağ hasarlarında sıklıkla şişlik daha az belirgindir ve sadece ilgili bölgededir. Şişliğin önlenmesi ve azaltılması için elastik bandaj ile baskı uygulanmalı ve kısa süre içinde uzman görüşü alınmalıdır.
Ani gelişmeyen ve şişlik ile birlikte olan ağrılar eklemde sıvı toplanmasıyla karakterize artritlerde görülebilir. Önceden bilinen artritlerin alevlenmeleri dışında enfeksiyon veya metabolik artrit ayırımı ayrıntılı bir muayene ve laboratuvar testleri ile yapılabileceğinden uygun en kısa sürede bir sağlık kuruluşuna başvurulması gerekir.
Son bölümde daha dikkatli davranılması gereken bir diz ağrısı türünden bahsedelim. Dizde gece yatarken hissedilen ağrı. Diz bölgesinde birkaç haftayı aşan, gündüz de olan fakat gece yattıktan sonra daha fazla hissedilen künt, sızlayıcı tarzdaki, dizin pozisyonuna bağlı fazla değişiklik göstermeyen ağrılar diz bölgesi kemik veya diğer destek dokularının yer kaplayan lezyonları ile birlikte sık görülen bir yakınma şeklidir. Bu lezyonların bir bölümü kötü huylu tümörlerdir. Basit ağrı kesicilere cevap vermeyen artan yakınma varlığında uzman görüşü alınmalıdır. Geceleri sızlayıcı diz ağrısının bir diğer nedeni kemik ödemi veya kemiğin kanlanmasındaki bozulmanın neden olduğu bozulma olarak tariflenebilecek osteonekroz rahatsızlığı olabilir. Bu hastalıkta da günler veya haftalar boyunca artan yakınma şiddeti söz konusudur. Tanı ve tedavi için uzman görüşü alınmasında fayda olacaktır. Uzman görüşü alınıncaya kadar şikayet olan dize fazla yük vermekten kaçınılmalıdır. Yine geceleri hareketle ani olarak ortaya çıkabilen keskin ağrının sık nedenleri kıkırdak ve/veya menisküslerdeki hasarlı bölgelerdir. Bu durumlarda ağrı genellikle uygun pozisyonun bulunmasıyla belirgin azaltılabilir. Gece ağrısı uykuyu bozuyorsa ve iki haftadan uzun sürüyorsa uzman görüşü alınmalıdır.
Sonuç olarak; diz ağrısının sık nedenleri acil sağlık kuruluşu başvurusu gerektirmez. Bununla beraber ani ve şiddetli ağrı, günler içinde artan ağrı, uykuyu bozan gece ağrısı gibi durumlarda fazla vakit kaybetmeden uzman görüşü alınarak gerekirse tetkik ve tedaviye yönlenmelidir.  

Prof. Dr. Bülent Dağlar
Özel Ankara Güven Hastanesi
Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü