4 Nisan 2022 Pazartesi

Beyin Tümörü Ameliyatında En Son Teknoloji

 

                                                                                                                    Prof. Dr. Semih Keskil 

    Beyin tümör ameliyatı ve omurilik tümörü ameliyatında amaç genellikle, tümör kütlesini küçültüp çevredeki sinir sistemine yaptığı baskıyı azaltmaktır. Böylece tümör hücre sayısı azaltılarak, kemoterapi yani ilaçlar ile yapılan ve/veya radyoterapi yani yüksek enerjili parçacıklarla yapılan tedavilerin başarılı olma şansı artırılır. Beyin tümörünün ve omurilik tümörünün tam anlamıyla tedavi edilmesi çoğu zaman mümkün olmasa da, en azından hastanın yaşam kalitesinin korunması ve hayatta kalma süresinin uzatılması söz konusudur.

    Beyin tümörü ameliyatları ve omurilik tümörü ameliyatları, tüm ameliyatlar arasında en tehlikeli olanlardır. Zorluk ameliyatın beyin ve omurilik üzerinde yani sadece kalp gibi kıpırdayan veya ciğer gibi çok kanayan bir organda değil de; düşünen, konuşan, akıl yürüten, icat yapan ve hatta ameliyat yapan bir organda yapılıyor olmasından kaynaklanır. Üstelik bu organ adeta su muhallebisi kıvamındadır. Bu nedenle beyin tümör ameliyatları ve omurilik tümörü ameliyatları saatler sürmekte, beyin cerrahları diğer cerrahlara göre çok daha zor yetişmekte ve de yüksek teknolojiye sahip çok pahalı cihazlar kullanılmaktadır. 

    Nöronavigasyon sistemiyle ameliyat öncesi elde edilen görüntüler ameliyathanede canlı ve 3 boyutlu olarak sanal ortamda yeniden oluşturulup, beyin cerrahının o an beynin veya omuriliğin neresine dokunmakta olduğunu ekranda görebilmesi sağlanmakta; ultrasonik aspiratör cihazıyla ses dalgaları kulllanarak sadece tümör dokusunun parçalanması ama normal beyin doku ve damarlarının zarar görmemesi sağlanarak tümör adeta beyne el sürmeden çıkarılabilmekte; cerrahın görüşünü kırk kat artıran ameliyat mikroskopları ve özel boyalar yardımı ile tabiri caizse tümör hücreleri tek tek temizlenebilmekte; endoskoplar sayesinde köşelerin arkası görülebilmekte; ameliyathanede kullanılan ultrasonografi ve tomografi cihazları sayesinde ameliyat sırasında tümördeki değişiklikler görüntülenmekte; nöromonitörizasyonla sinir sistemine ameliyat sırasında verilen zarar anında tespit edilebilmekte; yani modern tıp sayesinde günümüzde beyin ameliyatları ve omurilik ameliyatları yüksek başarı oranı ile yapılabilmektedir. 

    Alet işler, el övünür...

Gıda endüstrisi sağlıksız ürünlerinin promosyonu için Covid-19 salgınından bile faydalanıyor

 

                                                                                                        Prof. Dr. Mehmet Emin Korkmaz  
Dünyanın dört bir yanında “sağlıksız” ürün pazarlayan şirketler, Covid-19 salgınını ticari kazanç için değerlendirerek, toplumların sağlığını uzun vadede tehdit ediyorlar.

Hazır gıda, alkol, tütün, abur cubur, bebek sütü formülü ve fosil yakıt ticareti yapan firmalar, markalarını parlatmak, etki oluşturmak ve stratejik çıkarlarını ilerletmek için korona virüsü krizi gibi bir trajediyi bile fırsat bilmiş durumda. Hükümetler karantina önlemleri ve benzeri kısıtlamaları uyguladıkça, işlenmiş yiyecek ve içecek üreticileri ürünlerini temel tedarik zincirinin bir parçası olarak sınıflandırmak için kampanya yaptılar, satış vergilerinde indirim istediler. Şirketler sosyal mesafeye odaklanarak, reklam alanı olarak yüz maskelerini kullanan ve marka görüntülerini çevrimiçi video iletişim platformlarına ekleyen ürün promosyonları geliştirdiler. İtibar ve meşruiyetlerini artırmak için hükümetler, Birleşmiş Milletler programları ve Kızıl Haç gibi sivil yardım kuruluşları ile ortaklıkları ve işbirliklerini güçlendirmeye çalıştılar. 

NCD Alliance'ın raporu göz açıcı nitelikte. Bu projede araştırmacılar, 94 ülkede, 2020 yılının Mayıs ve Temmuz ayları arasında şirket faaliyetlerini analiz etmiş. Bulguları çarpıcı. Bu rapordan aldığım bazı örnekleri sizlerle paylaşmak isterim:

  • Brezilya'da bira üreticisi Karsten, logosunu bir çift akciğere benzeyecek şekilde uyarladı ve "İyi bira hava gibidir: onsuz yaşayamazsınız" sloganını ekleyerek tüketicileri Karsten ile hayatta kalmak için üç adımı takip etmeye teşvik etti: "İzolasyon uygulayın, dezenfektan kullanın ve eğlenmek için bira için." 
  • Burger King, oyunlaştırma ve konum belirleme uygulamalarıyla birçok ülkede pazarlamasını geliştirdi ve “evde kalırsanız bedava burger ile ödüllendireceğiz” kampanyası yaptı. Açıklamaları göz yaşartıcıydı: “İnsanların hayatlarının bir parçası olmak istiyoruz.” 
  • ABD'de McDonalds, ilk müdahale ekiplerindeki sağlık çalışanlarına eğer satın aldıkları menü ile bir selfie paylaşırlarsa ücretsiz "teşekkür" yemeği önerdi. 
  • Güney Afrika'da Coca-Cola, bir obezite bakım merkezi de dâhil olmak üzere yerel sağlık merkezlerine "soğuk içecekler" bağışladı. 
Aynı rapor, Nestlé, McDonalds, McCain, Burger King, KFC, Heineken, Kingfisher ve Diageo gibi büyüklerin ve bunların dışında yüzlerce küçük şirketin salgından yararlanmak için benzer reklam faaliyetinde bulunduğunu bildiriyor. Muhtemelen raporda yazılanlar "buzdağının görünen ucu" olarak değerlendirilmelidir.

Taktikleri şöyle özetlenebilir: Sağlıksız, paketlenmiş ultra işlenmiş yiyecek ve içecekleri bağışlayarak, artan sosyal ihtiyaçlar ve ekonomik zorluklarla mücadele eden düşük gelirli ülkelerdeki savunmasız nüfuslar için gıda ihtiyacına cevap veriyor görünüyorlar. Sağlıksız ürünlerini hayır işlerine bağlayan pazarlama kampanyaları yapıyorlar. Abur cubur tüketimini artırmak için nostaljiye ve duygulara hitap eden mesajlar kullanarak sağlıksız ürünlerinin vazgeçilmez olduğunu söylüyorlar.

Mesajlarını iletmek için pandemiye özel pazarlama kampanyaları ve gösteriler organize ederek, sosyal sorumluluk ve hayırseverlik programları düzenleyerek ve hükümetler ve sivil toplum kuruluşları ile ortaklıklar yaparak uygun politika ortamlarını şekillendirmeye çalışıyorlar. Yaptıklarından utanma diye bir şey yok. Örneğin, hazır gıda markaları etiketlerini "sağlık kahramanlarına teşekkür ederiz" şeklinde değiştiriyor, kendilerini ve çalışanlarını pandemi bağlamının “kahramanları” olarak öne çıkarıyorlar. Bazıları ise konuya daha küresel yaklaşıp, fakir ülkelerin yetersiz finanse edilen kamu hizmetlerini desteklediklerini söylüyor. 

Hazır gıda endüstrisinin ürünleri, işlenmiş gıda ve şekerli içecekler, şişmanlık, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, yetersiz beslenme gibi sorunlara yol açıyor. Bu sorunlar da halihazırda insanları en çok öldüren ve sakat bırakan durumlar. Ürünleri, topluca bulaşıcı olmayan hastalıklar olarak adlandırılan bu hastalıkların gelişimini artıran ve insanları pandemi altında daha fazla acı çekme riskine sokan şirketlerin kendilerini kahraman olarak nitelemesi ürkütücü bir ironi. 

Hükümetler ve düzenleyiciler sert bir yanıt vermek zorundadır. Öncelikle yapılması gereken sağlıklı beslenmemin tanımlanması ve ürün etiketleme ve tanıtımında katı uygulamalara izin veren yasal düzenlemenin çıkartılmasıdır. Gıda endüstrisinin reklam ve pazarlama çabaları kısıtlanmalıdır.

Ancak bu da yeterli olmayacaktır. Bilgi kirliliğinin çok yaygın olduğu bir çağın belki de en kırılgan dönemindeyiz. Pek çoğumuz değişen şartlara uyum sağlamakta zorlanıyoruz ve büyük ihtimalle geleceğe dair kaygılıyız. Kaygılarımız, doğru ile yanlışı ayırt etme becerimizi tehdit ediyor. Biz tüketicilerin bu durumunu gözlemleyebilen, küresel ekonomik buhranda kaybedecek çok şeyi olan büyük şirketlerin, kazanç için her şeyi yapabileceklerini unutmamalıyız. Pandemiye ilişkin kamu bilincini ve korkularını kullanan bu firmalarla etkin mücadele edilmelidir. Düzenlemeleri engellemek veya zayıflatmak ve vergi politikalarını kendi çıkarlarına göre şekillendirmek gayretleri, sivil toplum kuruluşları ile birlikte çalışılarak kamuoyuna duyurulmalıdır. Aksi takdirde toplumlar tek yönlü bir beyin yıkama faaliyeti ile karşı karşıya kalacaktır.



*Prof. Dâhiliye ve Kardiyoloji Uzmanı, https://drmehmeteminkorkmaz.com 

1 Nisan 2022 Cuma

Ocak 2022 Tıptaki 10 Yeni Güncel Bilgi

 

                                                                                       Prof. Dr. Burçak Kayhan

  1. IBS (İrritabl Bağırsak Sendrom)’lu çocuklarda  plasebolar ağrıyı azaltmaktadır.
  2. Bugün karın içindeki kanserlerin tespiti Endosonografi ile çok kolaylaştı. Endosonografi radyasyon riski yaratmamaktadır. Aynı zamanda kanserin doğru tedavisine ışık tutmaktadır.
  3. Gebelik sırasında diyabet ortaya çıkan kadınlarda, ileriki yıllarda kardiyovasküler hastalık riski artmaktadır.
  4. Gebelikte şekersiz sakız çiğnemek erken doğumu azalttığına dair bir çalışma yapılmıştır.
  5. Covid sırasında ortaya çıkan beyin değişikleri, Alzheimerla uyumlu bulunmuştur.
  6. Evde beslenen hamsterlardan (bir çeşit kemirgen), bizlere Covid bulaşabilmektedir.
  7. Menapozal horman tedavilerinde kombine formülasyonlar ve oral kullanım safra kesesi kanseri  riskini arttırırken, sadece östrojen içeren formülasyonlar ise kolonjio kanser riskini azaltmaktadır. Menapozal hormon tedavisinde formülasyon ve uygulama yoluna karar verirken çok dikkatli olunmalıdır!
  8. Orta yaş döneminde (≥ 55 yaş) 2 veya daha fazla kronik hastalığa sahipseniz, ilerleyen yıllarda demans olma olasılığı riskiniz artmaktadır.
  9. Hiperseksüel bozukluğu olan erkeklerde, oksitosin seviyesi yüksek bulunmuştur.
  10. Erkeklerde alkol metabolizmasında 2 genetik varyantın olması, özafagus kanser riskini azaltabilmektedir.