26 Temmuz 2018 Perşembe

ALZHEIMER ÇÖZÜMSÜZ DEĞİL!



Alzheimer çözümsüz değil!

Prof. Dr. Semih Keskil

Efendim, Tanrıya şükürler olsun ki modern tıp sayesinde insan ömrü giderek uzadı. Çoğumuzun ebeveynleri hayatta, üstelik nazar değmesin sağlıklılar da. Aman onlar başımızdan hiç eksik olmasınlar. Tabii ki ileri yaşa bağlı olarak hepsinin başında bir takım sağlık sorunları var, ama biz de onlar için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz.
Herhalde hepiniz katılırsınız, sağlık söz konusu edildiğinde; en önemli şey akıl sağlığı. Çocuğu olmaktan gurur duyduğumuz, bir zamanlar aklının ışığına hayran olduğumuz büyüklerimizin giderek bunaması çok üzücü bir durum; insanın içi parçalanıyor.
Burada sadece en önemli noktayı vurgulamak istiyorum: Alzheimer olabileceğini düşündüğümüz ebeveynlerimizi, diğer bir deyişle bunama hastalarını iyileştirmek için yapılabilecek hiçbir şey olmadığını sakın düşünmeyin. Bu tip her yedi hastanın biri, yapılacak basit bir ameliyatla eski haline döndürülebiliyor!
            Varlığı 1965 yılından beri bilinen söz konusu ‘Adams Hakim’ hastalığında yürüyüş bozukluğu genellikle ilk ortaya çıkan bulgu. Tipik yürüyüş yavaş ve ayağı yerden kaldırmadan sürükleme tarzında atılan küçük adımlar şeklindedir, hasta dönüşlerde zorlanır. Zihinsel değişiklikler ise, yakın geçmişi hatırlamada zorluk şeklinde bir hafıza kaybı; azalmış dikkat ve düşüncede yavaşlama şeklindedir. Bazen görülen idrar kaçırma yakınmasına gelince,  hastalar ilk başta tuvalete yetişemediklerinden söz ederler.
            Söz konusu hastalık, bunamaya yol açan nedenler arasında tümüyle tedavi edilebilen; yani hastanın yaşamına eskiden olduğu gibi normal bir yaşlı olarak devam edebildiği tek hastalık. Bu insanların beyninde ortaya çıkan küçülmeye bağlı olarak, beynin çevresini kaplayan beyin omurilik sıvısının arttığını biliyoruz. İşte bu durum ‘bunama’ tablosu ile ilişkilidir.
            Hastalığın diğer bir adı da ‘Normal Basınçlı Hidrosefali’ dir. Tedavi amaçlı yapılan şant takılma ameliyatının başarılı olma şansı ise, cerrahiden 3 ila 6 ay sonra % 65 - % 95 arasında. Üstelik iyileşme görülecek bu hastaları, ameliyattan önce yapılacak bir testle saptamak ta mümkün.
            Onlar unutsa da siz unutmayın!

AMELİYATSIZ KALP KAPAK TEDAVİLERİ


Ameliyatsız Kalp Kapak Tedavileri
Prof. Mehmet E Korkmaz
            Son yıllarda kardiyoloji alanında başdöndürücü gelişmeler olmaktadır. Kalp damarlarının balon stent yöntemleriyle açılmadı, ritm bozukluklarının tedavisi, ilaç ve koruyucu tedavilerdeki gelişmeler hemen akla gelen gelişmelerdir. Ancak bu alandaki en önemli ilerleme kapak hastalıklarının ameliyatsız tedavi edilmesi alanında sağlanmıştır. On yıl öncesine kadar kalp kapakları sadece cerrahi yöntemle ve kalp akciğer pompasına girilerek yapılabilmekteydi. Son yıllarda ise başdöndürücü bir hızda ameliyet dışı yollarda damardan girilerek yapılan kapak tedavileri önem kazanmıştır. Bu alanda kendini kanıtlamış iki yöntem vardır. Birincisi aort kapağına uygulanan ve “TAVI” olarak adlandırılan yöntem, diğeri ise mitral kapağa uygulanan “Mitraklip” yöntemi. Aşağıda bu iki yöntem hakkında kısa bilgiler sunulmuştur

1. TAVI (Ameliyatsız kalp kapakçığı yerleştirilmesi)

Aort Darlığı Nedir?
Vücuda kan pompalayan kalbin sol karıncığı ile kalpten çıkan ana atardamar (aort) arasındaki kapak aort kapağı olarak adlandırılır. Aort kapak, romatizmal kapak hastalığı, doğumsal aort kapak anomalisi ve yaşlanmaya bağlı olarak bozulabilir ve daralabilir. Günümüzde en sık karşılaşılan aort kapak daralmasının nedeni yaşlanmadır. Beklenen yaşam süresinin giderek uzması ile birlikte oldukça geniş bir insan grubunda kullanma ve skimeye bağlı, kapakta kireçlenme meydana gelmekte ve aort kapağı daralmaktadır.
Aort darlığı ilerledikçe kalbin sol karıncığındaki basınç artar, vücuda pompalanan kan miktarı azalır. Süreç ilerleyicidir. Aort darlığının tıbbi tedavisi yoktur. Tek çözüm işlevini yitiren kapağın yerine sağlam bir kapak yerleştirmektir.



Şekil 1. Aort kapağının anatomisi













Şekil 2. Normal ve kireçli aort darlığı

Aort Darlığı Belirtileri Nelerdir?
Aort kapak ciddi derecede daraldıkça hastanın hareket kabiliyeti azalır.  Öncelikle yokuş ve merdivende nefes darlığı hissedilir. Zamanla düz yolda ve basit hareketlerle bile nefes güçlüğü gelişir. İleri evlerde göğüs bölgesinde ağrılar ve bayılmalar ortaya çıkr. Bu aşamadan sonra durum düzeltilmezse ciddi ölüm riski vardır.
Tanı
Aort darlığı tanısı, muayene ve ekokardiyografi ile konur. Aort kapak açıklığı normalde 3-4 cm2'dir. Kapak açıklığı 1 cm2'nin altına kadar daraldığında hastanın yakınmaları da belirginleşir ve artık bu kapağa müdahale edilmesi gerekir.
Tedavi
i. Cerrahi tedavi
Bu hastalığın yıllardır yerleşmiş klasik tedavi yöntemidir. Darlığın derecesi belirli seviyeye ulaştığında müdahale edilmesi gerekmektedir. Ameliyathane ortamında göğüs kafesi açılarak, hasta kalp akciğer pompasına bağlanarak yapılır. Hasta aort kapağın çıkarıltılır ve yerine mekanik protez yada biyoprotez aort kapak takılır.

ii. Aort kapağının balon ile genişletilmesi.  
Çok yaşlı ve yapılacak başka bir şeyin olmadığı hastalarda yapılan geçici bir çözümdür. Ggenellikle 1 yıl kadar süreyle hastaya rahatlık sağlar. Yüksek riskli olması nedeniyle cerrahi aort kapak değişimi yapılamayan ve hastanın özel durumu nedeniyle TAVI yapılamayan hastalara aort balon yapılır.

iii. Aortaya damar yoluyla kapak takılması (TAVI)
 Açık kalp ameliyatı yapılamayan ya da ameliyat edilmesi yüksek riskli olan hastalarda aort kapağın cerrahi olmaksızın, hastanın göğsü açılmadan, kasık damarından girilerek değiştirilmesi işlemidir. Son yıllarda kardiyolojinin en hızlı ilerliyen alanıdır. Yaşlanan nüfusla birlikte kireçli aort kapağı ciddi bir sağlık sorunu haline gelmiştir.
Yöntem ameliyat riski çok yüksek olduğu için ameliyat edilmesi sakıncalı hastalara uygulanır. TAVI yöntemi ile takılan kalp kapakları inek ya da domuz kalp zarından yapılan biyolojik kalp kapağıdır. Bu biyolojik kapak, bir stent kılıf içerisine yerleştirilmekte ve kasık damarından girilerek aort kapağına yerleştirilir.
TAVI Uygulaması
Ameliyatsız aort kapak değişimi,  genel anestezi ile hasta uyutularak yapılır. İşlem hastanın ortlama 1.5 saat kadar sürer.  İğne ile kasık bölgesinden geçen atardamara girilir ve işlem boyunca kalacak olan yeni kapakçığın geçebileceği kadar genişlikte bir kılıf  yerleştirilir. Daha sonra bu kılıf içerisinden uzun bir kılavuz tel kapağa gelinceye kadar damar boyunca kalbe doğru ilerletilir ve daralmış olan aort kapaktan geçirilir. Bu kılavuz tel üzerinden gönderilen bir balon daralmış aort kapakta şişirilerek, yeni kapakçığın geçebileceği kadar bir açıklık sağlanır. Balon çıkartıldıktan sonra yine kılavuz tel üzerinden gönderilen yeni kapakçık yerine yerleştirilir. İşlemin sonunda kılavuz tel çıkarılır. Kasığa yerleştirilmiş olan damar kılıfı da çıkarılır ve girişim yapılan bölgeye birkaç dikiş atılır.
Bazı hastalarda kasık damarının görülerek işlem yapılması gerekir ve bu bölgeye 5 cm kadar bir cerrahi kesi yapılır ve işlem sonunda dikilir. Kasık damarında darlık ya da tıkanıklık olduğunda tüm bu işlemlerin kol damarından girilerek ya da göğüste 4-5 cm’lik küçük bir kesi yapılarak kapak değiştirme işleminin yapılması da mümkündür. İşlemden 1 gece yoğun bakım takibi yapılır, bundan sonra ayağa kalkma mümkündür. Birkaç gün içerisinde hastalar taburcu edilir.


Şekil 3. Daralmış aort kapağına yeni bir kapağın yerleştirilmesi

Kimlere TAVI Yapılabilir?
Ameliyatsız aort kapak değişimi öncelikle, açık ameliyatı kaldıramayacak, yüksek riskli hastalara yapılabilir. Ayrıca genel durumu iyi olan ve açık ameliyat yapılabilecek bazı aort darlığı hastaları da özel durumları nedeniyle TAVİ adayı olabilirler. İleri yaşlı, akciğer, karaciğer veya böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalar ya da önceden başka bir açık kalp ameliyatı geçirmiş olanlar, TAVİ yapılması için uygun olabilirler.
TAVİ İşleminin Riskleri Nelerdir?
Bu işlemde ölüm ve maluliyet riski kardiyolojide kullanılan diğer anjiyografik tanı ve tedavilerine göre daha yüksektir. Ancak TAVİ yönteminin ameliyat yapılamayan ya da ameliyat riski çok yüksek olan hastalarda yapıldığı ve mevcut hastalığın zaten başka türlü tedavi şansı olmadığı unutulmamalıdır. TAVİ işleminde ve takip eden 30 günde ölüm riski % 3-5 kadardır. Yine işlem sonrası 1 aylık sürede küçük ya da büyük felç geçirme riski % 3-4 kadardır. Ölüm ve felç geçirme dışındaki riskler büyük ölçüde tedavi edilebilir risklerdir.


24 Temmuz 2018 Salı

ASLINDA HER ZAMAN GÖZLÜĞE İHTİYACINIZ VAR

Op. Dr. Hilmi Çuhadaroğlu
Göz Hastalıkları Uzmanı


Hiç gözlük ihtiyacınız olmadığını düşünüyorsanız  bile gözümüzü güneş ışınlarından koruyacak güneş gözlüğüne,  araç kullanırken gözümüzü rahatlatacak kaplamaları olan sürücü gözlüğüne ya da ofis ortamında bilgisayar ekranı karşısında kullanacağınız rahatlatıcı özel filtreli ekran gözlüklerine ihtiyaç olacaktır.

Gözlük fonksiyonel katkılarının ötesinde bir kültürdür, prestijdir ,  modası olan, defileleri yapılan bir aksesuardır. Kişiliğinizin ve zevkinizin yansımasıdır.


Tabii ki bu konu optisyenlik mesleğinin konusudur ancak takım lideri ihtiyaçlarınızın doğru belirlenmesini ve kurgulanmasını sağlayacak göz hekiminizdir.

Hekiminizin sizi sadece muayene etmesi ve gözlük reçetesi yazması yetmez, gözlük camı,  çerçevesi ve bu konudaki teknolojileri takip eden ve sizi doğru yönlendirecek ve denetleyecek kişi olmalıdır o. 

Doğru gözlük sahibi olmak bir takım çalışması gerektirir:
* Hekiminiz neye ihtiyacınız olduğunu ve numaralarınızı titiz bir şekilde belirlemelidir.
* Hekiminizin önerdiği numaralardaki cam ; kalitesi, inceltme oranı, kaplamaları ve odak noktası gözetilerek seçilecek çerçeveye göre temin edilmelidir.
* Daha sonra bu camı sizin yüzünüzde doğru açılarda ve pozisyonda taşıyacak çerçeve seçilmelidir.
* Temin edilen cam,  çerçeveye göre odakları gözetilerek kesilmeli ve monte edilmelidir.

Güneş ışınları atmosferdeki gaz moleküllerine ve toz bulutlarına çarparak saçılır. Gün Işığı değişik dalga boylu birçok ışından oluşur. En kısa dalga boylu olan mavi ışınlar en çok saçılırlar ve gözde aşırı parlama, kontrast bozukluğu, hayalet şekiller görme ve yorgunluklara neden olurlar. Sarı nokta hastalıklarının oluşumunda en önemli risk faktörlerinden biridirler. Dolayısıyla seçtiğiniz güneş gözlüğü sizi hem zararlı ultraviyole ışınlarından hem de mavi ışıktan korumalıdır. Tüm bu özellikleri barındıran camların hazır güneş gözlüklerinde olması her zaman zaman her zaman beklenmez,  ihtiyacınız olan camı siz gözlükçünüzle konuşarak sipariş edebilir ve arzu ettiğiniz çerçeveye taktırabilirsiniz

Ofis ortamlarında okurken, bilgisayar karşısında çalışırken veya masa başında yakın ve orta görüş mesafesinde net görmeyi gerektiren tüm aktivitelerde artık özel filtrelerle donanmış ve numaraları bu mesafelere göre ayarlanmış ofis gözlükleri kullanılmaktadır.

Kırklı yaşlarda başlayan yakın görme güçlüğü için gözlük takıp çıkarmaktan,  başınızda veya boynunuzda gözlükle gezmektense tüm mesafeleri görebileceğiniz özel filtreli gözlük camları size mükemmel bir kullanım konforu yaşatacaktır. 

Araç sürerken parlak güneş ışığı, farlar, sokak lambalarından sızan ışıklar, gözlük camlarındaki ya da araba camındaki parlamalar gibi birden çok sayıda ışık kaynağı görmemizi etkileyebilir. Yansımayı engelleyici kaplaması olmayan gözlük camları rahatsız edici yansımalar nedeniyle görmede sorunlara yol açabilir, örneğin ıslak yollarda ve yoğun trafikte seyahat ederken. Bu, mükemmel görmeye sahip olan sürücüler için bile ek bir güvenlik riski oluşturur. Özel bir kaplamaya sahip gözlük camları mümkün olan en konforlu ve parlamasız görmeyi sunduklarından güneş doğarken veya gece vakti sıklıkla trafikte olan sürücüler için tavsiye edilir.

Numaralı gözlük ihtiyacınız olsun olmasın araç kullanırken ışık dağılmaları ve parlamaları önleyen, kontrastı arttıran, ultraviyoleyi filtreleyen özel sürücü gözlüklerini kullanmak hem sizi çok rahatlatacak hem de aracınızda ve aracınızın dışındakilerin güvenliğini arttıracaktır. Numaralı gözlüklerde olduğu gibi numarasız gözlüklerde de lütfen bu konuları takip eden bir hekime danışın.