6 Ekim 2021 Çarşamba

Covid-19 Dersleri

                                       

                                                                                Prof. Dr. Mehmet Emin Korkmaz

McKeown hipotezi/kehaneti tıbbi girişimlerin, halk sağlığı için alınan tedbirler, sosyoekonomik ilerlemeler ve hastalıkların kendi doğal dinamiklerine kıyasla küçük bir rol oynadığını ve hep onların gerisinden geldiğini söyler. Covid-19’a kadar da gerçekten olan budur. 

Bütün insanlığa ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha hatırlatan bu virüsün, geldiği gibi hemen çekip gitmesini istedik. Virüs, kendimiz ya da sevdiğimiz birisi için öldürücü olabilirdi. Görünmez düşman her yerdeydi; bulaşma ihtimali, gizli bir elin karanlıkta bedenimize dokunma ihtimali karşısında duyacağımıza benzer dehşet duygusu yaratıyordu. 

İşte bu tedirginlik yüzündendir ki, virüsü hayatlarımızdan uzaklaştıracak aşıyı beklerken sanki çok uzun bir zaman geçmiş gibi geldi hepimize. Hâlbuki ki, Covid aşısının bulunma hızı bir devrim niteliğindedir. Covid-19 aşısının geliştirilmesi o kadar hızlıdır ki, tıp tarihinde ilk kez McKeown hipotezi/kehaneti ölümcül bir yara almıştır. 

Bu hipotez, tıbbi girişimlerin, halk sağlığı için alınan tedbirler, sosyoekonomik ilerlemeler ve hastalıkların kendi doğal dinamiklerine kıyasla küçük bir rol oynadığını ve hep onların gerisinden geldiğini söyler. Covid-19’a kadar da gerçekten olan budur. Bu virüsten önce, bulaşıcı hastalıklar için geliştirilen aşılar ve ilaç tedavileri hemen her zaman, hastalıkların yayılımlarının son aşamalarında mümkün olabilmiştir. Bir zamanlar insanlığın başına bela olan, kızamık, kızıl, tüberküloz, tifo gibi hastalıkları yenmek için, (bulunduklarında “mucize” adı verilen) ilaç ve aşıların geliştirilme süreçlerine bakın. Bütün bu tedaviler, hastalıkların kendi doğal seyri içinde zaten sona ermiş olduğu bir noktada geliştirilebildiler. Deyim yerindeyse, melanetler zaten çıkıp gitmişti; bu “mucize ilaçlar” onların ardından kapıyı kapadılar sadece. 

Covid-19 için aşı geliştirme süreci bu anlamda tıpta yepyeni bir dönemi başlattı. İlk defa bir aşı, salgın hastalığın en başında üretilebildi. Çin’de yeni bir virüse bağlı şiddetli akut solunum yetmezliği sendromu 2019’un sonunda bildirilmiş, yaklaşık bir hafta içerisinde bunun yeni bir korona virüsü (Sars-CoV-2) olduğu anlaşılmış ve virüsün genomunun RNA dizilimi 10 Ocak 2020’de açıklanmıştır. 

Bu yıl Kasım ayında yüzde 94.5 oranında etkili olduğu bildirilen Moderna firmasının mRNA aşısı ise 13 Ocak 2020’de tasarlanmıştı bile. ABD’de ilk ölüm bildirildiğinde aşı üretilmiş ve Ulusal Sağlık Enstitüsü'ne gönderilmişti. Benzer bir hız Alman ve İngiliz menşeli aşılar için de geçerlidir. Çinlilerin ürettiği “ölü-virüs aşısı” CoronaVac 10 Ağustos’ta klinik çalışma izni almıştı. Yıl bitmeden Brezilya, Endonezya ve Türkiye’de Faz 3 çalışmaları tamamlanmak üzere.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder