31 Aralık 2020 Perşembe

ALTHUSSER’İN PSİKANALİZİ- Toplumsal yasa ile anneye arzunun arasında…

ALTHUSSER’İN PSİKANALİZİ- Toplumsal yasa ile anneye arzunun arasında…

                              

                                                               MUTLUHAN İZMİR, Psikiyatr, Psikanalist, Psikoterapist


Bu analiz, Althusser’in otobiyografisi niteliğindeki Gelecek Uzun Sürer adlı kitabında, kendi yaşamı hakkında vermiş olduğu bilgiler temel alınarak yapılmıştır. 16 Ekim 1918 yılında Cezayir’de dünyaya gelen Althusser’in ailesinin baba tarafı, Alman kökenli Alsacelı Katolik bir ailedir ve Fransa’nın Bismark Almanya’sı ile yapmış olduğu savaştan sonra Katolik olmalarından dolayı Fransa’da kalmayı yeğlemişlerdir (62). Ancak daha sonraki dönemde Fransa’nın Almanya sınırında Katolik olsalar bile Alman kökenli ailelerin yaşamasından rahatsız olması nedeniyle Cezayir’e sürülmüşlerdir (54). Althusser ismi, Almanca Alte-Hauser birleşik kelimesinden gelmektedir ve eski ev anlamına karşılık gelir (110). Ailenin iki erkek çocuğu vardır ve Althusser’in babası 13 yaşında iken eğitimini bırakarak iş yaşamına girmek zorunda kalmış olduğu için entelektüel düzeyi düşük kalmıştır ancak amcası Louis okumayı seven, eğitimini sürdüren ve entelektüel düzeyi yüksek bir insandır. 

Althusser’in annesi, kendisi gibi okumayı seven komşularının Louis adındaki oğluna âşıktır ve nişanlanmışlardır. Ancak Althusser’in amcası Birinci Dünya Savaşı’nda ölünce annesi onun kardeşi ile evlenir ve doğan ilk çocuk olan Louis Althusser’e ölen amcanın ismi verilir. Althusser, babası ile annesinin evliliklerini şöyle anlatır:

    Bir gün 1917 yılının başlarında, babam Bois de Boulogne orman evine yalnız gelmiş ve aileye, kardeşi Louis’nin Verdun göklerinde, bir uçakta gözlemcilik görevindeyken ölmüş olduğunu haber vermiş. Sonra büyük bahçede annemi bir kenara çekerek ona, (teyzem Juliette bana bu sözü birçok kez tekrarlamıştı) “yanında Louis’den boşalan yeri almayı” önermiş. Annem, ne de olsa, genç, güzel ve çekici bir kızmış ve babam da kardeşi Louis’yi gerçekten severmiş. Bu yüzden önerisini yaparken olanca nezaket ve inceliğini göstermiş olmalı. Annem, kendi anlayışına göre derin bir sevgiyle bağlı olduğu Louis’nin ölüm haberiyle, doğal olarak, çok sarsılmış; ama Charles’ın bu beklenmedik önerisiyle de şaşkına dönüp ne diyeceğini bilememiş. Ama, iş gene aile içinde, aileler arasında kalacak olduğundan, ana-babaların olur vermemeleri için neden yokmuş. Böylece, benim de sonradan tanıdığım gibi, akıllı uslu erdemli yumuşak başlı ve saygılı, Louis’yle paylaştıklarından başka kendine özgü düşüncesi bile olmayan annem, öneriyi kabul etmiş.

    Annem bu korkunç evlenmenin ayrıntılarını benden hep sakladı; bu konuda elbette kişisel anılarım olamaz; ancak, annemin küçük kardeşi,Juliette teyzem, çok sonraları çeşitli vesilelerle bana bundan söz etti.Onun anlattıklarının beni bu kadar etkilemiş olması kesinlikle nedensiz değildir: Herhalde bunları da kendime özgü bir dehşet halesine bürüyüp, yaşadığım aynı tonda ve şiddetteki başka duygusal şokların listesine kaydetmiş olmalıyım. Söz konusu şokların neler oldukları az sonra görülecektir. 
Nikah töreninin ardından babam annemle birkaç gün geçirdikten sonra yeniden cepheye gitmiş. Annem bu düğünden, bir birinden korkunç üç anı saklamış: Kocasının cinsel zorbalığıyla bedeninde tecavüze uğramış (ırzına geçilmiş) olması, kızlığında biriktirdiği tüm paranın babam tarafından bir akşamda, düğün şöleninde harcanıp bitirilmesi (Onu anlamamak mümkün mü?). Adam ertesi gün cepheye dönecek, Tanrı bilir belki de orada ölecek? Ama babam ayrıca pek zevk düşkünü bir adamdı da; annemden önce ne korkunç şey! Çeşitli gençlik maceraları, hatta evlenince bir sözle gönlünü bile almadan yüzüstü bırakıverdiği Louis adında (ah bu ad…) bir metresi bile olmuş; kimliği iyi bilinmeyen yoksul bir kızcağızmış bu; teyzem ondan söz ederken ailede kimsenin bu adı ağzına almaması gerektiğini de belirtirdi. Ve son darbe olarak da, babam kesin olarak, annemin öğretmenliği, dolayısıyla içinde mutlu olduğu o insan çevresini bırakmasına karar vermiş; çünkü efendim çocukları olacakmış; hem o annemi hep evde yalnız kendisine ait görmek istiyormuş. (58) 

Althusser, Louis. Gelecek Uzun Sürer (Çeviren İsmet Birkan). BilgeSu Yayıncılık, Ankara 2015

   


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder