12 Şubat 2018 Pazartesi

YAŞLILIKTA PSİKİYATRİK SORUNLARA KARŞI ALINABİLECEK ÖNLEMLER

Uzm. Dr. Mutluhan İZMİR / Psikiyatrist - Psikoterapist

Sağlıklı yaşlanmak kadar yaşlılıkta ruh sağlığımızı korumak da çok önemlidir. Eğer ileri yaşlarda ilaç kullanmayı gerektirecek kadar ciddi bir psikiyatrik hastalık ortaya çıkarsa, tedavi için kullanılacak olan ilaçların yan etkileriyle baş etmek genç yaşlara kıyasla daha zor olacaktır. Bilindiği gibi psikiyatride tedavide kullanılan ilaçların, sersemlik yapmaktan intiharı tetiklemeye dek birçok yan etkileri vardır. Bu nedenle hastalanmadan sağlığımızı koruyacak önlemlerin alınmasının önemi büyüktür.
Yaşlılıkta ruh sağlığını olumsuz etkileyen en başta gelen etken çevreyle olan ilişkilerin azalmasıdır.
Özellikle şehirlerde yaşı ilerleyen kişilerin toplumsal yaşamdan yalıtılmaları sonucunda depresyon ve diğer psikiyatrik hastalıkların ortaya çıkışı hızlanmaktadır. Emeklilik ve çevre yitimi, insanların zihinsel uyaranlardan uzak bir yaşam sürdürmelerine neden olabildiği için toplumsal ilişkilerin sürdürülebilmesi yaşlılıkta çok daha büyük önem taşımaktadır. Fiziksel sağlığımızı korumamızın önündeki en büyük engel kemik ve kas erimelerine bağlı hareket kısıtlılıklarıdır. Hareket kısıtlılığı toplumsal ilişkilerde azalmaya bağlı olarak psikolojik sorunlara neden olmaktadır. Bunların önüne geçebilmek için bolca hareket etmenin yanında vücudun gerek duyduğu bazı maddeleri yeterince alabilmesinin önemi büyüktür. İleri yaşlarda alınması çok daha hayati olan besin takviyeleri şöyle sıralanabilir:
-D vitamini: Güneşten ve doğadan uzak bir yaşam sürdürdüğümüz günümüzde gıdalardan aldığımız D vitamini düzeyi yetersizdir. D vitamini eksikliği kas-iskelet sisteminde zayıflıklara ve kırıklara neden olarak kişinin yaşamını kısıtlayarak toplumsal etkinliklere girmesinin önünde bir engel oluşturmaktadır. Bunun yanında D vitamini ruh sağlığımız için çok olumlu bir etki yapan bir hormon olarak da işlev görmektedir.
-B12 ve diğer B vitaminleri: Bu vitamin grubu, ruhsal ve fiziksel sağlığımız için gerekli olan birçok maddenin vücutta üretilebilmesine katkıda bulunmaktadırlar. Bu vitaminlerin azalması durumunda serotonin, noradrenalin, dopamin ve melatonin gibi maddeler üretilmesi aksayacağı için depresif duygu-durumu, uykusuzluk, huzursuzluk, hafıza ve dikkat bozuklukları gibi belirtiler ortaya çıkacaktır. B vitamini eksikliğinde serotonin, noradrenalin sentezinde azalma olacağı için depresif belirtiler ortaya çıkacaktır. Bu belirtileri düzeltmek için antidepresan ilaçlara başvurarak serotonin ve noradrenalin düzeylerini yükseltmeye çalışmaktansa B vitaminlerini yeterli düzeye çıkartmak, hem daha doğal hem de ilaçların yan etkilerinden bizi koruyacak bir tedavi yöntemidir.
-Magnezyum: Kemiklerimizin sağlamlığını koruması için gerekli olan bu mineral, ruh sağlığımız için gerekli olan dopamin, serotonin, noradrenalin ve melatonin gibi maddelerin sentezi ve metabolizmasında çok önemli bir yere sahiptir. Örneğin melatonin sağlıklı bir uyku için gerekli olan bir hormondur ve magnezyum eksikliğinde dopamin metabolize edilemediği için melatonin üretimi düşmektedir. Bu da uyku bozukluklarına ve ruh sağlığında bozulmaya neden olmakta, yüksek dopamin düzeyi nedeniyle ajitasyon, huzursuzluk, sinirlilik gibi belirtiler ortaya çıkmaktadır. Bu durumu düzeltmek için dışarıdan melatonin almak yerine magnezyum düzeyini yükselterek vücudun kendi melatoninini üretmesi sağlanabilir.
-Potasyum: Günümüzde aldığımız gıdaların potasyum açısından nasıl fakirleştiğini bu sayfadaki ilgili gönderilerde görebilirsiniz. Fonksiyonel Tıp adlı kitapta yazdığı gibi serum potasyumunu ölçmek yeterli değildir çünkü potasyum hücre içinde bulunan bir elementtir. Potasyum hem kemik gücümüzü korumak hem de genel sağlığımızı korumak açısından çok önemli bir elementtir. Potasyum eksikliği durumunda vücudumuzun gücü azalacağı için sistemik hastalıkların kapısı aralanmakta ve bu da psikolojik sorunları birlikte getirmektedir. Potasyum takviyesi yaşlı hastalarda eğer böbrek yetmezliği sorunu yoksa düşünülmelidir.
-K2 vitamini: Kalsiyumun kemiklere yönlendirilmesi için gerekli olan vitamindir. Özellikle menapozdaki kadınlara verilen hormon takviyelerine kıyasla K2 vitamini takviyesi kemiklerin gücünü korumasını sağlamak için çok daha güvenli bir yoldur.
-İyot: Tiroidimiz canlılığımızı sağlayan hormonları üreten kilit bir salgı bezidir. İyi çalışmasını sağlamak için iyot kullanmayı ihmal etmemek gerekir. Ayrıca glüten gibi tiroidit yaparak tiroidimizi devre dışı bırakan gıdalardan uzak durmakta yarar vardır.
-Mitokondriler vücudumuzun yakıt tanklarıdır ve vücudumuza yakıt sağlarken ko-enzim Q 10’u kullanırlar. Gıdalarla yeterli miktarda ko-enzim Q 10 alınamaması, yaşlılarda enerji düşüklüğü, cansızlık, depresif bir ruh hali gibi belirtilere yol açmaktadır. Bu duruma antidepresan ilaç ile müdahale etmek seçeneği seçilirse, daha yüksek dozlara çıkmak gerekeceği için yan etkilerin çok daha yüksek oranda yaşanmasına neden olabilmektedir.
-Omega3: Bu yüzyılda aldığımız gıdalardaki omega3 miktarının ne kadar ürkütücü boyutta düşmüş olduğunu Fonksiyonel Tıp adlı kitapta okuyabilirsiniz. Omega3 vücut ve ruh sağlığımız için çok önemli bir yere sahip olduğu için unutulmaması gereken bir yere sahiptir.

Tüm bu önlemlere karşın yine de ilaç kullanmak gerekebilir. Bu durumda yeni nesil serotonin ya da adrenalin geri alım inhibitörü olan ilaçlar yerine düşük dozda eski nesil ilaçlar tercih edilmelidir. Yeni nesil ilaçların her ne kadar yan etkileri düşük gibi görünse de yaşlılarda düşmeye neden olma, uyku süresini azaltma, iştah azalması ve hipomani gibi duygu-durum dalgalanmalarına daha sık neden olmaları nedeniyle birkaç haftayı geçen kullanımlarında yan etkileri daha sık görülmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder