Uzm. Dr. Mutluhan İZMİR / Psikiyatrist - Psikoterapist
Sağlıklı
yaşlanmak kadar yaşlılıkta ruh sağlığımızı korumak da çok önemlidir. Eğer ileri
yaşlarda ilaç kullanmayı gerektirecek kadar ciddi bir psikiyatrik hastalık ortaya
çıkarsa, tedavi için kullanılacak olan ilaçların yan etkileriyle baş etmek genç
yaşlara kıyasla daha zor olacaktır. Bilindiği gibi psikiyatride tedavide
kullanılan ilaçların, sersemlik yapmaktan intiharı tetiklemeye dek birçok yan
etkileri vardır. Bu nedenle hastalanmadan sağlığımızı koruyacak önlemlerin
alınmasının önemi büyüktür.
Yaşlılıkta ruh
sağlığını olumsuz etkileyen en başta gelen etken çevreyle olan ilişkilerin
azalmasıdır.
Özellikle şehirlerde yaşı ilerleyen kişilerin toplumsal yaşamdan
yalıtılmaları sonucunda depresyon ve diğer psikiyatrik hastalıkların ortaya
çıkışı hızlanmaktadır. Emeklilik ve çevre yitimi, insanların zihinsel
uyaranlardan uzak bir yaşam sürdürmelerine neden olabildiği için toplumsal
ilişkilerin sürdürülebilmesi yaşlılıkta çok daha büyük önem taşımaktadır.
Fiziksel sağlığımızı korumamızın önündeki en büyük engel kemik ve kas
erimelerine bağlı hareket kısıtlılıklarıdır. Hareket kısıtlılığı toplumsal
ilişkilerde azalmaya bağlı olarak psikolojik sorunlara neden olmaktadır.
Bunların önüne geçebilmek için bolca hareket etmenin yanında vücudun gerek
duyduğu bazı maddeleri yeterince alabilmesinin önemi büyüktür. İleri yaşlarda
alınması çok daha hayati olan besin takviyeleri şöyle sıralanabilir:
-D vitamini:
Güneşten ve doğadan uzak bir yaşam sürdürdüğümüz günümüzde gıdalardan aldığımız
D vitamini düzeyi yetersizdir. D vitamini eksikliği kas-iskelet sisteminde
zayıflıklara ve kırıklara neden olarak kişinin yaşamını kısıtlayarak toplumsal
etkinliklere girmesinin önünde bir engel oluşturmaktadır. Bunun yanında D
vitamini ruh sağlığımız için çok olumlu bir etki yapan bir hormon olarak da
işlev görmektedir.
-B12 ve diğer B
vitaminleri: Bu vitamin grubu, ruhsal ve fiziksel sağlığımız için gerekli olan
birçok maddenin vücutta üretilebilmesine katkıda bulunmaktadırlar. Bu
vitaminlerin azalması durumunda serotonin, noradrenalin, dopamin ve melatonin
gibi maddeler üretilmesi aksayacağı için depresif duygu-durumu, uykusuzluk,
huzursuzluk, hafıza ve dikkat bozuklukları gibi belirtiler ortaya çıkacaktır. B
vitamini eksikliğinde serotonin, noradrenalin sentezinde azalma olacağı için
depresif belirtiler ortaya çıkacaktır. Bu belirtileri düzeltmek için
antidepresan ilaçlara başvurarak serotonin ve noradrenalin düzeylerini
yükseltmeye çalışmaktansa B vitaminlerini yeterli düzeye çıkartmak, hem daha
doğal hem de ilaçların yan etkilerinden bizi koruyacak bir tedavi yöntemidir.
-Magnezyum:
Kemiklerimizin sağlamlığını koruması için gerekli olan bu mineral, ruh
sağlığımız için gerekli olan dopamin, serotonin, noradrenalin ve melatonin gibi
maddelerin sentezi ve metabolizmasında çok önemli bir yere sahiptir. Örneğin
melatonin sağlıklı bir uyku için gerekli olan bir hormondur ve magnezyum
eksikliğinde dopamin metabolize edilemediği için melatonin üretimi düşmektedir.
Bu da uyku bozukluklarına ve ruh sağlığında bozulmaya neden olmakta, yüksek
dopamin düzeyi nedeniyle ajitasyon, huzursuzluk, sinirlilik gibi belirtiler
ortaya çıkmaktadır. Bu durumu düzeltmek için dışarıdan melatonin almak yerine
magnezyum düzeyini yükselterek vücudun kendi melatoninini üretmesi
sağlanabilir.
-Potasyum:
Günümüzde aldığımız gıdaların potasyum açısından nasıl fakirleştiğini bu
sayfadaki ilgili gönderilerde görebilirsiniz. Fonksiyonel Tıp adlı kitapta
yazdığı gibi serum potasyumunu ölçmek yeterli değildir çünkü potasyum hücre
içinde bulunan bir elementtir. Potasyum hem kemik gücümüzü korumak hem de genel
sağlığımızı korumak açısından çok önemli bir elementtir. Potasyum eksikliği
durumunda vücudumuzun gücü azalacağı için sistemik hastalıkların kapısı
aralanmakta ve bu da psikolojik sorunları birlikte getirmektedir. Potasyum
takviyesi yaşlı hastalarda eğer böbrek yetmezliği sorunu yoksa düşünülmelidir.
-K2 vitamini:
Kalsiyumun kemiklere yönlendirilmesi için gerekli olan vitamindir. Özellikle
menapozdaki kadınlara verilen hormon takviyelerine kıyasla K2 vitamini
takviyesi kemiklerin gücünü korumasını sağlamak için çok daha güvenli bir
yoldur.
-İyot:
Tiroidimiz canlılığımızı sağlayan hormonları üreten kilit bir salgı bezidir. İyi
çalışmasını sağlamak için iyot kullanmayı ihmal etmemek gerekir. Ayrıca glüten
gibi tiroidit yaparak tiroidimizi devre dışı bırakan gıdalardan uzak durmakta
yarar vardır.
-Mitokondriler
vücudumuzun yakıt tanklarıdır ve vücudumuza yakıt sağlarken ko-enzim Q 10’u
kullanırlar. Gıdalarla yeterli miktarda ko-enzim Q 10 alınamaması, yaşlılarda
enerji düşüklüğü, cansızlık, depresif bir ruh hali gibi belirtilere yol
açmaktadır. Bu duruma antidepresan ilaç ile müdahale etmek seçeneği seçilirse,
daha yüksek dozlara çıkmak gerekeceği için yan etkilerin çok daha yüksek oranda
yaşanmasına neden olabilmektedir.
-Omega3: Bu
yüzyılda aldığımız gıdalardaki omega3 miktarının ne kadar ürkütücü boyutta
düşmüş olduğunu Fonksiyonel Tıp adlı kitapta okuyabilirsiniz. Omega3 vücut ve
ruh sağlığımız için çok önemli bir yere sahip olduğu için unutulmaması gereken
bir yere sahiptir.
Tüm bu önlemlere
karşın yine de ilaç kullanmak gerekebilir. Bu durumda yeni nesil serotonin ya
da adrenalin geri alım inhibitörü olan ilaçlar yerine düşük dozda eski nesil
ilaçlar tercih edilmelidir. Yeni nesil ilaçların her ne kadar yan etkileri
düşük gibi görünse de yaşlılarda düşmeye neden olma, uyku süresini azaltma,
iştah azalması ve hipomani gibi duygu-durum dalgalanmalarına daha sık neden
olmaları nedeniyle birkaç haftayı geçen kullanımlarında yan etkileri daha sık
görülmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder