23 Ocak 2017 Pazartesi

Doğacak Çocuğu Bekleyen Tehlike: Serebral Palsi





     Serebral palsi (SP) gelişmekte olan beyin dokusunda: gebelik süresinde, doğum eylemi sırasında ve doğumdan sonraki 3-5 yıl içerisinde meydana gelen ve ilerleyici özelliği olmayan bir zedelenmenin sonucunda ortaya çıkan hareket ve duruş bozukluğu olarak tanımlanır. SP terimi kullanılmakla birlikte toplumda ‘doğuştan olan beyin felci’, ‘spastik özürlü’ terimleri ile de ifade edilmektedir.
    Hastalığın en belirleyici özelliklerinden birisi olan motor gelişimin, hastanın yaşına göre geri kalmasının sebebi, omurilik, kas ve omurilikten çıkıp tüm vücuda dağılan sinirlerin hastalıkları ile ilgili olmaması gerekmektedir.


Görülme sıklığı

Canlı doğan her 1000 bebekte 2-2.5 olup, gününden erken doğan bebeklerde (prematüre) daha sık görülmektedir.

Erken bulgular

Doğumu takip eden ilk altı ay içerisinde çok ağlayan, hiçbir şeyden mutlu olmayan bir çocuk olması, bir veya iki elinin baş parmaklarını sürekli yumulu tutması, ellerini hiç açmaması, bir yaşından önce sağ veya sol el tercihinin belirgin olması ana/babayı ve hekimi uyarıcı belirtilerdir.

Bebeğin motor gelişiminin yaşına göre geri kalması erken dikkati çeken bulgudur. Beklenen zamanda başını dik tutamama, gövdesini kaldıramama, yuvarlanmama, oturmama ve yürümeme durumlarında SP den şüphelenilmelidir.  

Motor gelişimin geri kalması önemli bir bulgu olmakla birlikte, benzer şekilde sorunları olan çocukların büyük kısmının 7 yaşına geldiklerinde bu tür sorunlarının kaybolduğu belirlendiği için, 2 yaşından küçük çocuklarda SP tanısı konmadan önce, şüpheli hastaların, izlenmesi uygun olacaktır.

Hekimin muayenesinde en göze çarpan bulgu, SP hastalığının en önemli göstergesi spastisite olup, hastanın kollarını ve bacaklarını oynatırken, bükerken veya bebeği oturur pozisyona getirirken karşılaşılan direnç, zorlanmanın ifadesidir. Hasta kol ve bacaklarını amacına uygun olarak hareket ettiremez, uzanıp almakta zorluk çeker, oturamaz, yardımsız dikilemez, bacaklarını açamaz. Bazı hastalarda istem dışı yapılan hareketler izlenir. SP hastalarının sınıflandırması, ağırlıklı olarak spastisitenin etkilediği vücut bölgelerine göre yapılır ve aşağıdaki gibidir.

Spastik hemipleji (Bedenin bir tarafındaki kol ve bacak etkilenmiştir)
Spastik dipleji (Her iki bacak, kollara göre daha fazla etkilenmiştir)
Spastik kuvadripleji (Kollar ve bacaklar aynı şekilde etkilenmiştir)
Diskinetik (Spastisiteden çok istemsiz hareketler izlenmektedir)
Hipotonik (Kaslarda gerginlik yerine güçsüzlük hakimdir)
Mikst (Kaslarda gerginlik dışında istemsiz hareketler birliktedir)

Hastalığın nedenleri

Hastanın klinik bulgularına bakarak, beyindeki zedelenmenin nedeni ve oluş zamanı ile ilgili karar vermek mümkün değildir. Bu konuda yapılan çalışmalar, beyindeki hasarlanmanın, hastaların yüzde 29’unda gebelik öncesi ve gebelik döneminde, yüzde 43’ünde doğum eylemi sırasında, yüzde 15’inde ise doğumdan sonraki dönemde olduğu belirlenmiştir. Sözü edilen sebepler kısaca şöyle özetlenebilir:

Gebelik öncesi anneye ait faktörler

Adet döneminin normalden uzun olması, daha önce düşük yapması, doğumu takiben kaybedilen bebek öyküsünün varlığı, annenin zeka geriliğinin olması, annede tiroid bezi hastalığının, özellikle iyot eksikliğinin varlığı, annenin epilepsi hastası olması, daha önce 2000 gramın altında bebek doğurmuş olması, daha önceki çocuğunda motor, zeka ve duyusal gelişim bozukluğunun olması…

Gebelik dönemi ile ilgili faktörler

Bebeğin suyunun çok fazla olması, annenin tiroid hormonu tedavisi görmesi, annenin östrojen ve progesterone gibi hormone ilaçlarını kullanması, annenin epilepsi hastası olması, annenin idrarında protein kaybının ve hipertansiyonun varlığı, annenin cıvaya maruz kalması, bebekte anormalliklerinin varlığı, gebeliğin 6-9. aylarında kanama olması, anne karnındaki bebeğin gelişiminin geri kalması, ikiz veya daha fazla bebek olması…

Doğum eylemi ile ilgili faktörler

Prematüre doğum, plasentada ve bebeğin suyunda enfeksiyon olması, bebeğin ters gelmesi, doğum sırasında bebeğin oksijensiz kalması (doğum asfiksisi)

Doğum sonrası faktörler

Enfeksiyonlar (menenjit, ensefalit), kafa içerisine kanama, beyin boşluklarının çevresinde zedelenme, beyin dokusunun beslenmesinin bozulması (hipoksik iskemi), yenidoğan sarılığının çok yüksek değerlere ulaşması (kernikterus)

GÖRÜLECEĞİ GİBİ, SP NEDENİ OLABİLECEK SORUNLARIN ÇOK BÜYÜK KISMI, PLANLANMIŞ GEBELİK VE İYİ GEBELİK TAKİBİ İLE ÖNLENEBİLECEK OLAN NEDENLERDİR.

Tanı ve tedavi

SP tanısı klinik bulgular ile konulur. Özel tetkiklerin yapılması gerekli değildir. Ancak sebebini belirlemek, hastanın takibi, aileye yardım ve destek verilmesi, aynı ailede yeniden benzer hastalığın olmasının önlenmesi ve hukuki sorunların çözümlenmesi için gereklidir. Bu amaçla beyin tomografisi, beyin manyetik rezonans görüntülemesi sıklıkla yapılan tetkiklerdir. Bunun dışında hekimin uygun göreceği, özel kan tetkikleri ve genetik çalışmalar yapılabilir.

SP hastalarının, yüzde43’ünde epilepsi, yüzde30-yüzde50’sinde zeka geriliği, yüzde28’inde görme, yüzde12’sinde konuşma ve dil sorunları eşlik etmektedir. Bu nedenle her SP hastasının bu sorunlar açısından da değerlendirilmesi gereklidir.

Hastaların tedavisi, ağırlıklı olarak, duruş ve yürüyüşlerini bozan spastisiteye yönelik olarak, bebeklikte evde yapılacak egzersizler ve daha sonra profesyonel fizik tedavi uygulamasıdır. Bu şekilde kaslarının sürekli kasılarak, büyüme ve gelişmenin bozulması, eklemlerde kireçlenmelerin ve şekil bozukluklarının, ağrılı kalça çıkıklarının önlenmesi amaçlanır. Bu amaçla uzmanların önereceği cihazlar, ağızdan alınan veya kas içerisine uygulanan ilaçlar, yine fizik tedavi ve ortopedi uzmanlarının önereceği ameliyatlar gerekebilir.

Eşlik eden sorunlara yönelik olarak, epilepsi tedavisi, bireysel ve grup eğitimi, işitme ve konuşma, görme sorunlarına yönelik uzmanların önereceği tedaviler yapılmalıdır.

Son söz…

Serebral palsi hastalığı, uzun süreli özel tedavi, bakım ve eğitimi gerektirmesi nedeniyle; aileyi ve yakın çevresini sosyal, psikolojik, ekonomik yönden olumsuz etkileyen bir hastalıktır. Çocuk sahibi olmak isteyen her aile bireyinin, hastalığın olası sebepleri ve önlenmesi konusunda aydınlatılması; hastaları ve ailelerini topluma kazandırmak için, hasta ve ailesinin yanı sıra toplumun tüm kesimlerinin, SP hastası çocuklarla ve aileleri ile birlikte yaşamak, onları anlamak ve onlarla güzel ilişkiler kurmak konusunda eğitilmesi bilinçlendirilmesi gerekmektedir.


                     

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder