27 Ekim 2020 Salı

Bunamanın Cerrahi Tedavisi

 

                                                            Bunamanın Cerrahi Tedavisi

                                                                                      Prof.Dr.Semih Keskil 

Yaklaşık her yedi bunama hastasının birinde, kolaylıkla Alzheimer hastalığı ile karıştırılabilen bir başka hastalık söz konusudur. Bu insanlarda unutkanlık ile birlikte yürüme güçlüğü, yani yürümenin yavaşlaması; adımların küçük küçük atılması ve adeta ayakları yerde sürüyerek yürüme gibi bir durum beraberinde idrar kaçırma da söz konusudur.

İşte bu hastalığın varlığı, yapılacak bir test ile de doğrulanırsa; söz konusu hasta grubunun üçte ikisinde yapılacak basit bir ameliyat ile bunama geri döndürülebilir. Yapılan ameliyat ise beyinde fazla üretilen sıvının, yani tıbbi adı ile (beyin omurilik sıvısıBOSun; cilt altından geçen ince bir boru yardımı ile karın boşluğuna boşaltılmasını sağlayan bir aletin, yani şant (shunt) takılmasından ibarettir.

Tabii ki her zaman olduğu gibi, bu hastalığın tedavisi; erken tanınmasına bağlıdır. Bu yüzden unutkanlıkla beraber yürüme de yavaşladı ise, hiç vakit kaybetmeden bir beyin cerrahına başvurun.

 



Ağrı Hafızası Oluşmadan Ağrı Önlenmeli


       Ağrı Hafızası Oluşmadan Ağrı Önlenmeli  

 Prof. Dr. Avni Babacan  

 


Ağrı genel anlamda organizmanın bio-psiko-sosyal denge ve uyumunun bozulduğunun bir göstergesidir. Zamanında tedavi edilmediğinde, beyne sürekli giden ağrı sinyalleri yer işgal ederek "ağrı hafızası" oluşturmaktadır. O nedenle her türlü akut ağrıyı tedavi etmek durumundayız. Tedavi edilmezse, durmadan beyine gelen sinyaller, ağrı hafızası oluşturur, yani ağrı kronikleşir.

Tedavi edilmeyen ağrılarda özellikle analjeziklerin yanlış ve gereğinden fazla kullanılması ağrının kronik hale gelmesinde etkili sebeplerden biridir. Ağrı önemsenmesi gereken bir şikâyet olup “Bu ilaç ağrıyı hemen keser” denilerek önerilen her ilacın kesinlikle kabul edilmemesi gereklidir. Aksi takdirde vücuda ciddi zararlar verilebilir. Ağrı, vücutta koruyucu bir mekanizmadır. İlaçlar uygun dozlarda mutlaka doktor kontrolünde düzenli aralıklarla alınırsa faydalı olmaktadır. Ağrı kesiciler şeker değildir.

Sürekli ilaç kullanımına bağlı gelişen ve farklı bir baş ağrısı formu olan ağrılar tedaviye daha dirençli ağrılar olarak karşımıza çıkarken uzun süre ağrı çekmenin oluşturduğu psikolojik çöküntü de bunun üzerine eklenmektedir. Hastalarımıza, ağrı oluştuğunda hemen analjezik kullanmak yerine günlük yaşam içerisine uygulayabilecekleri bir yaşam koçluğu hizmeti de sunmaktayız.

Ağrı İle Yaşamak Kader Değil... 

Algoloji (ağrı tedavisi bölümü) her türlü kronik  ağrının yanı sıra, sebebi bulunamayan şiddetli ağrıların tanı ve tedavisi ile uğraşan bir bilim dalıdır.  Baş ağrıları, yüz ağrıları-nevraljiler, boyun ağrıları, omuz-kol ağrıları, sırt ağrıları, bel-bacak ağrıları, damar tıkanıklığına bağlı ağrılar, nedeni belirlenemeyen ağrılar ve belki de en önemlisi kanser ağrıları bu bölümde tedavi edilmektedir. 3 aydan fazla süren ve “kronik” olarak tanımlanan bu ağrılar modern tedavi yöntemleri ile giderilebilmektedir. Tedavi edilmediği takdirde kişinin yaşamını alt üst eden bu ağrıların kalıcı çözümünde tam donanımlı merkezler ve deneyimli uzmanlara başvurulması büyük önem taşımaktadır.

Hangi Ağrılar Tedavi Edilebilir ? 

Ağrı kişisel bir deneyimdir ve bireye özgü tedavi yaklaşımlarının uygulanmasını gerektirir. Her türlü kronik ağrının yanı sıra sebebi bilinmeyen, şiddetli ağrıların tanı ve tedavisi de Algoloji uzmanlarınca gerçekleştiriliyor.  Bu hastalık grupları şu şekilde sıralanıyor:

  • Migren ve diğer baş ağrıları,
  • Omuz, boyun, bel ve dizde görülen ağrılar,
  • Kemik erimesine bağlı ağrılar,
  • Kanser hastalarında görülen ağrılar,
  • Felçlere bağlı ağrılar,
  • Zona adı verilen ağrılı deri hastalığı sonucu oluşan ağrılar
  • Bel omurları arasındaki yapıların yıpranmasına bağlı ağrılar,
  • Sinir ve kas kökenli ağrılar,
  • Omurilik kanalının daralmasına bağlı ağrılar,
  • Damarsal dolaşım bozukluğuna bağlı ağrılar,
  • Şeker hastalığına bağlı polinöropatiler



26 Ekim 2020 Pazartesi

İç Hastalıklardaki 10 Yenilik


  İç Hastalıklardaki 10 Yenilik  

  Prof. Dr. Burçak Kayhan 


1.Statinler, kolesterol ve hepatosteatoz tedavisinde çok etkin ilaçlardır. Yapılan son çalışmalar öldükten sonra organlarını bağışlayanlara, ölüm sonrası statin içirilirse ( özel bir hortum yardımıyla) kalplerinin daha sağlıklı olması sağlanarak kalp naklinin başarısının arttığı gösterilmiştir.

2.Neredeyse yetişkin her dört kişiden birinde makat bölgesindeki kaşıntı ve ağrıların nedeninin anal fissür hastalığı olduğu bilinmektedir. Bu hastalar 1960’lı yıllardan beri anestezi eşliğinde ameliyathanede operasyon yapılmaktadır. 2000’li yıllardan itibaren bu ameliyata alternatif yeni bir tedavi yöntemi gelişti: Botox tedavisi . Anal bölgeye yapılan bu tedaviyle kişi kısa sürede sağlığına kavuşmaktadır.

3.Yaşlılarda, karaciğer enzimlerine bakılarak Alzheimerin gelişimi ve ilerlemesi hakkında doktorlar fikir sahibi olabilmektedirler.

4.Zayıflamada yeni yöntem. Ameliyatla vücudunda kalıcı değişiklik olmasını istemeyenlere ve\veya ameliyatın riskli olduğu kişilerde uygulanabilecek endoskopik bir tedavi. Bu yöntemle karın cildinin dışına konan küçük bir tıbbi hortumla midedeki gıdaların 1/3’ü hastanın kontrolünde hazmedilmeden dışarı atılmaktadır. Bu tedaviyle kişi fazla yediğinde, o fazla yediğini tuvalete atabilmektedir. Böylece yeterli miktarda yemeği öğrenmektedir.

5.Bir kere felç atağı geçirenlerde tansiyon 130/80’ nin altında tutulursa ikinci atağı geçirme olasılıkları %22 oranında azalmaktadır. 

6.40 ile 75 yaş arası erişkinlerde metabolik sendrom takibinde düzenli olarak 3 ayda bir yapılması gereken test ve muayeneler;

·        Kan basıncı ölçümü

·        Bel çevresi ölçümü

·        Açlık trigliserid seviyesi

·        Açlık kan şekeri

·        LDL ve HDL kolesterol seviyeleri

              Bu 5 kompanentten 3’ünde artış yüksek metabolik riski göstermektedir. 

7.Bütün organizmalar dünyanın dönüşü ile meydana gelen ışık değişiminden metabolik olarak etkilenirler. Buna sirkadiyen saat denir. Karaciğerin de çeşitli fizyolojik fonksiyonlar ve hücresel işleyişi sirkadiyen saatin kontrolündedir. Sirkadiyen ritmin bozulması da obezite, non-alkolik yağlı karaciğer, steatohepatit ve alkol ilişkili karaciğer hastalığı ile ilişkili olduğu görülmektedir. Özellikle sürekli kıtalararası uçan personellerde (pilot, hostes vb.) belli bir süre sonra karaciğer de yağlanma oluşması şaşırtıcı olmayacaktır.

8.Tek başına mideye konulan balon tedavisinin obesite de faydaları çok tartışmalıdır. Zayıflamada balon tedavisinde en büyük sorun balonun endoskopik olarak çıkarıldıktan sonra hastanın 6 ay içinde tekrar kaybettiği kiloların bir kısmını geri almasıydı. Günümüzde ilerleyen ilaç teknolojisiyle bu sorunda neredeyse ortadan kaldırıldı. Balon takıldıktan üç ay sonra ilaç desteğiyle kilo kaybı kalıcı hale gelebimektedir. Çalışmalar devam etmektedir.

9.Obesite de herhangi bir obesiteye yönelik girişimsel tedavi olanlarla, olmayanlar kıyaslandığında, girişimsel tedavi olmayan obeslerin yaşam ömürlerinin daha kısa olduğu saptanmıştır. 

    10.Göğüs kanseri tedavisi görüp kurtulan kadınlardan normal vücut indeksine sahip olanlarda eğer iç organ yağlanması ve/veya adale arası yağ dokusu fazlaysa, kalp hastalıklarına meyil ve kalp hastalıklarından ölüm fazla  olmaktadır. Bu sebeple düzenli spor ve diet, göğüs kanserinden kurtulmuş bayanlarda önemli bir yaşam kuralı haline gelmektedir.

 


14 Ekim 2020 Çarşamba

Pnömosefali nedir? Neye bağlı gelişir? Tedavisi nasıl yapılır? Hangi doktora başvurmak gerekir?


Pnömosefali nedir? Neye bağlı gelişir? Tedavisi nasıl yapılır? Hangi doktora başvurmak gerekir?

   Kafatası iç tarafında olan bölgede (beyin zarı üzeri, beyin zarı altı, beyin dokusu) olan hava odaklarına pnömosefali denir. İlk kez 1880’ li yılların sonunda tanımlanmıştır. En sık nedeni kafaya alınan darbeler ve geçirilen travmalardır. Bunun dışında geçirilmiş ameliyatlar, lomber ponksiyon (LP), hava üreten bakterilere bağlı olan beyin apseleri, kafatası kemik kırıkları, kafatasında oluşan tümöral lezyonlar pnömosefali nedeni olabilir.

  Çoğunlukla baş ağrısına neden olur. Ayrıca nöbet, bilinç bozukluğu, menenjit, ensefalit gibi enfeksiyonlara da sebep olabilir. Bunun için tedavisi ve takibi yakından yapılması gereken bir hadisedir. Sizde de bu gibi şikayetler varsa yapmanız gereken bir beyin cerrahına başvurmaktır.


  Tedavi süreçlerine bakıldığında en iyi bel fıtığı ameliyatı, en iyi boyun fıtığı ameliyatı, en iyi beyin ameliyatı, en iyi beyin tümörü ameliyatı genellikle beyin cerrahi kliniklerinde yapılmıştır. Bunun nedeni mesleki eğitim esnasında beyin cerrahlarının beyin ve omurilik konusunda sayısız hasta görerek bu konuda deneyim sahibi olmasından kaynaklanır. Pnömosefali tedavisi ve son dönemde alzheimer ameliyatı yine beyin cerrahları tarafından yapılmaktadır.

  Doktorunuz öncelikle tam bir fizik muayene yapacak ve sonrasında tetkikler isteyecektir. Bu tetkikler arasında özellikle bilgisayarlı beyin tomografisi önemli bir yer alır. Diğer yandan MR, EEG, beyin anjiografisi de çekilebilir. Bu tetkiklerin sonucunu en iyi beyin cerrahı doktoru yorumlayarak tedaviniz hakkında karar verecektir

  Tedavisi çoğunlukla hastanın bilinç bozukluğu düzeyine bağlı yoğun bakım veya yataklı serviste takip altına alınmalı, menenjit ve ensefalit gibi enfeksiyonları önlemek için antibiyotikler başlanmalı, antiepileptik, burun maskeleriyle oksijen tedavileri ve sık beyin tomografisi çekilerek takip edilmelidir. Genellikle hastalar ameliyat gerekmeksizin bu sıkı takiple sağlıklarına kavuşabilmektedir. Fakat bazen durdurulamayan nöbet, kafa içi havanın hacim olarak çok büyük olup beyine bası etkisi yapması gibi durumlarda ameliyat gerekebilir.

  Pnömosefali cerrahisi çoğu merkezde yapılmayan ve bu konuda deneyimli ellerde yapılması gereken bir ameliyattır. Ankara beyin cerrahi camiasında pnömosefali tedavisi yapan hekimler bulunmaktadır. Birçok beyin cerrahı Ankara ilinde en iyi yoğun bakım ve en iyi ameliyathane koşullarına sahip olarak çalışmaktadır.

 Sizde de pnömosefali şikayetleri varsa adresiniz bu konuda deneyimli ve doğru bir beyin cerrahı olmalı…

 

 


2 Ekim 2020 Cuma

Omurga transvers proçes kırığı nedir? Nasıl meydana gelir? Ameliyat gerekir mi? Hangi doktora gitmeliyim?


Omurga transvers proçes kırığı nedir? Nasıl meydana gelir? Ameliyat gerekir mi? Hangi doktora gitmeliyim?


 Transvers proçes omurga kemiklerinin yan kısmında bulunan çıkıntılardır. Omurganın omuriliği saran bölgesine uzaktır. Genellikle yalnızca transvers proçes kırığı olan hastalarda hayati risk veya felç riski beklenmez. Fakat yoğun bir ağrıya neden olabilir. Hastalar kırılan bölgede hareketle batma tarzında dayanılmaz ağrı tarifler. Bu tip kırıklar travma sonrası gelişebileceği gibi, nadiren de olsa bu bölgedeki kasların aşırı kasılmasına bağlı da meydana gelebilir. Omurga transvers kırığı şüphesi olduğunda bir beyin cerrahına başvurmak gerekir.


  Tedavi süreçleri incelendiğinde en iyi bel ağrısı tedavisi, en iyi bel fıtığı ameliyatı, en iyi boyun fıtığı ameliyatı, en iyi beyin ameliyatı, en iyi beyin tümörü ameliyatı genellikle beyin cerrahi kliniklerinde yapılmıştır. Bunun nedeni mesleki eğitim esnasında beyin cerrahlarının beyin ve omurilik konusunda sayısız hasta görerek bu konuda deneyim sahibi olmasından kaynaklanır.Transvers proçes kırıklarının tedavisi de beyin cerrahları tarafından yapılmaktadır.

  Hasta detaylı bir fizik muayeneden geçirildikten sonra ağrının nerede olduğu saptanır. Bu bölgenin direkt röntgen grafileri, bilgisayarlı tomografisi, MR’ ı çekilir. Bu tetkiklerin sonucunu en iyi beyin cerrahı değerlendirerek tanı ve tedavi konusunda sizi bilgilendirir.

 Genellikle bu hastalara özellikli korseler, ağrı kesici tedavi ve istirahat önerilir. Bazı durumlarda hastalarda dayanılmaz batma tarzında ağrı olur. Bu hastalara ağrıya neden olan kırık bölgesine enjeksiyon yapılarak ağrıları dindirilir. Takip esnasında birkaç kez enjeksiyon yapmak gerekebilir. Bu tip kırıklar felç riski taşımazlar fakat ağrının çok yoğun olması kişinin hayat standartını bozabilir. Bu sebeple kırık bölgesindeki ağrı bölgesine enjeksiyon yapabilen ve bu konuda deneyimli hekimler tercih edilmelidir.

 Ankara beyin cerrahi camiasında tranvers proçes kırıklarının takip ve enjeksiyon tedavisi yapan hekimler bulunmaktadır. Birçok beyin cerrahı Ankara ilinde en iyi yoğun bakım ve en iyi ameliyathane koşullarına sahip olarak çalışmaktadır.

 Sizde de transvers proçes kırığı şüphesi varsa adresiniz bu konuda deneyimli ve ağrı konusunda uzman bir beyin cerrahı olmalı…